Roma Hukuku Pratik Soruları ve Cevapları 4

Hostilius’un komşusu Clodius, 15 günlüğüne Roma dışına seyahate çıkmıştır. Seyahati esnasında bir deprem olmuş ve evi hasara uğramıştır. Bu arada Clodius’un bahçesindeki meyveler olgunlaşmış ve çürümeye yüz tutmuştur. Durumu gören Hostilius, çatlakların büyümesine ve evin içine yağmur sularının dolmasına engel olmak için evi tamir ettirmiş, bahçeye de çok sevdiği komşusu Clodius’un heykelini yaptırmıştır. Ayrıca, işçi tutarak meyveleri toplatmış, pazarda satmış ve parasını almıştır. Seyahatten dönen Clodius, durumu öğrenince satılan meyvelerin parasını istemiş, fakat tamir masraflarını ve heykelin parasını ödemeye yanaşmamıştır. SORULAR:
1. Hostilius ile Clodius arasında ne tür bir hukukî ilişki kurulmuştur? Bu ilişkinin genel özellikleri nelerdir? (10 puan)
CEVAP:
Hostilius ve Clodius arasında bir vekaletsiz iş göreme (negotiorum gestio) ilişkisi kurulmuştur. Vekaletsiz iş görmeden söz edebilmek için bir kimsenin, başkasının işini vekaleti olmaksızın görmesi, işi gören kişi de başkasının işini görme iradesinin bulunması ve iş sahibinden yapmış olduğu masraf vs.’yi alma niyetiyle hareket etmesi gerekir. Olayda Hostilius seyahate çıkan Clodius’un işini görmüştür. Aralarında herhangi bir vekalet ilişkisi bulunmamaktadır. Hostilius da başkasının işini görme iradesi bulunmaktadır ve olaydan anlaşıldığı kadarıyla Hostilius, yapmış olduğu masrafları daha sonra Clodius’tan talep etme niyetiyle hareket etmiştir. Bu nedenle aralarında vekaletsiz iş görme ilişkisi kurulmuştur.
Vekaletsiz iş görme bir akit değildir. çünkü karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanı bulunmamaktadır. Bununla beraber vekaletsiz iş görme, tıpkı bir akit gibi taraflar arasında borç ilişkisi kurar. Vekalet akdine benzerliği dolayısıyla vekaletsiz iş göreme Roma Hukuku’nda akit benzerlerinden (quasi contractus) biri olarak kabul edilmiştir. 
Vekaletsiz iş görmede bir kimse (iş gren), vekaleti olmaksızın bir başkasının (iş sahibi) işlerini görür. İş görene “gestor” veya “negotiorum gestor”, iş sahibine ise “dominus negotii” denir. İşin görülmesiyle, iş gören ile iş sahibi arasında bir borç ilişkisi kurulur. Ancak bu ilişki, iki tarafa tam borç yüklemez. Eksik iki tarafa borç yükleyen bir hukuki ilişkidir. İş gören her zaman borç altındadır. Başladığı işi bitirmek ve sonuçlarını iş sahibine devretmek borcu altındadır. İş sahibi ise bazı hallerde borç altına girmektedir. Eğer iş gören işin görülmesi için masraf yapar, borç altına girer ya da bu yüzen bir zarara uğrarsa iş sahibi, masrafı karşılamak, borcu üzerine almak, zararı tazmin etmek zorundadır. İş görenin masraf yapmaması, borç altına girmemesi ya da zarara uğramaması halinde ise iş sahibinin iş görene karşı herhangi bir borcu bulunmamaktadır.
İş gören işi görürken her türlü dikkat ve özeni göstermek zorundadır. Gerçi iş görenin bu işin görülmesinde herhangi bir menfaati bulunmamaktadır. Fakat iş sahibinin haberi olmaksızın böyle bir işe giriştiği için, sorumluluğu “omnis culpa” sorumluluğudur. Yani iş gören bütün kusurlarından; kastından, ağır ihmalinden ve hafif ihmalinden sorumludur. Hafif ihmalin varlığı tespit edilirken soyut ölçü (culpa in abstracto)’ye müracaat edilir. Buna göre iş gören, iyi bir aile babası (bonus pater familias)’ın göstermesi gereken dikkat ve özeni göstermek zorundadır. Bununla beraber iş gören, olağanüstü hallerde, iş sahibinin ağır bir zarara uğramaması için böyle bir işe girişmişse, sorumluluğu daha hafiftir. Bu durumda sadece kast ve ağır ihmalinden sorumludur. İş sahibinin yasakladığı işlerin görülmesinde ise sorumluluğu ağırlaşır. Sadece kusurundan dolayı değil, beklenmedik hallerden (casus) dolayı ortaya çıkan zararlardan da sorumlu olur.
İş sahibi, işin yapıldığını yapılmakta olduğunu öğrenmiş ve icazet vermişse, artık bu ilişki vekalet akdine dönüşür.
2. Bu hukukî ilişki dolayısıyla taraflar birbirlerinden neleri talep edebilirler? (10 puan)
CEVAP:
Vekaletsiz iş görmede iş sahibi iş görenden, başladığı işi bitirmesini ve sonuçlarını kendisine devretmesini talep edebilir. Ayrıca, bu yüzden uğradığı zararların tazminini ve son olarak da eğer iş gören, üçüncü kişilere karşı borçlanmışsa, iş sahibinden bu borcu devralmasını talep edebilir.Olayda iş gören Hostilius, Clodius’un evini tamir ettirmiş, bahçeye bir heykel yaptırmış, işçi tutarak bahçedeki meyveleri toplatmış ve pazarda satarak parasını almıştır. Tüm bu işler için masraf yapmıştır. Masraf, zaruri masraf, faydalı masraf ve lük masraf olmak üzere üç türlüdür. Vekaletsiz iş görmede zaruri ve faydalı masraflar talep edebilir. Lüks masraflar istenemez.
Zaruri masraflar, bir şeyin varlık ve değerinin korunması için yapılması gereken masraflardır. Örneğin, hayvanın yiyecek ve tedavi masrafları gibi. Faydalı masraflar ise yapılması zaruri olmayan fakat yapıldığı zaman şeyin değerini arttıran masraflardır. Odanın duvarlarının duvar kağıdı ile kaplanması ya da kitabın ciltlenmesi gibi. Zaruri ve faydalı masraflar dışında kalan masraflar lüks masraflardır. Bunlar sırf zevke ve estetik duygulara hitap eden masraflardır.
Olayda, Hostilius’un evi tamir ettirmesi zaruri masraftır. Meyvelerin toplanarak pazarda satılması da zaruri masraf olarak nitelendirilir. Çünkü meyveler toplanmasa çürüyecek ve hiçbir değeri kalmayacaktı. Bahçeye heykel yaptırılması ise lüks masraftır. Bu nedenle Hostilius, evin tamir masrafları ile meyvelerin toplanması ve satılması için yapılan masrafları Clodius’tan talep edebilir. Heykelin parasını ise, lüks masraf olduğu için isteyemez.
Clodius ise Hostilius’tan, satılan meyvelerin parasını talep edebilir. Çünkü vekaletsiz iş görmede iş gören, işi görürken elde ettiği menfaatleri iş sahibine devretmek zorundadır.
3.  Tarafların birbirleri aleyhine açacakları davalar nelerdir? (4 puan)
CEVAP:
Vekaletsiz iş görmeden eksik iki tarafa borç yükleyen bir hukuki ilişki doğar. Bu tür hukuki ilişkilerde taraflardan biri her zaman, diğer taraf ise bazı hallerde borç altına girer. Her zaman borçlu olan kişi aleyhine açılan dava “directa”, bazı hallerde borç altına giren kişi aleyhine açılan dava ise “contraria” davasıdır . Vekaletsiz iş görmeden doğan davalar “actio negotiorum gestorum directa” ve “actio negotiorum gestorum contraria” davalarıdır. Şu halde iş sahibi Clodius, her zaman borçlu olan iş gören Hostilius aleyhine actio negotiorum gestorum directa, iş gören Hostilius ise iş sahibi Clodius aleyhine actio negotiorum gestorum contraria davasını açabilir.
4.  Aleyhinde açılan davada Clodius, Hostilius’un meyveleri satarak elde ettiği para ile Hostilius’a olan masraf borcunu takas etmek istemiştir. Bu mümkün müdür? Takasın
şartlarını da yazarak açıklayınız. (6 puan)
CEVAP:
Aleyhine açılan davada Clodius, Hostilius’a olan borcu ile Hostilius’tan olan alacağını takas edebilir. Takas (compensatio), vadesi gelmiş, karşılıklı ve aynı cinsten borçların, mahsup edilmek suretiyle, en az borç tutarınca sona erdirilmesidir.Bu tanıma göre takasın olabilmesi için gerekli şartlardan ilki, borçların karşılıklı olmasıdır. Yani, takas yoluyla borcunu sona erdirmek isteyen kişi, karşı tarafa hem borçlu, hem de bu kişiden alacaklı olması gerekir. Olayda şart gerçekleşmiştir. Clodius’un Hostilius’a karşı, yapılan masraflardan dolayı borcu vardır. Hostilius da Clodius’a karşı meyvelerin satışı dolayısıyla borçlanmıştır.
Takasın ikinci şartı ise, karşılıklı borçların aynı cinsten olmasıdır. Farklı cinsten borçlar takas yoluyla sona erdirilemez. Örneğin, para borcu ile para borcu, buğday borcu ile buğday borcu takas edilebilir. Fakat para borcu ile buğday borcu takas edilemez. Borçlar doğdukları anda aynı cinsten olabilecekleri gibi, daha sonra da aynı cinsten borçlar halinde gelebilirler. Önemli olan, takas edilebilecekleri anda aynı cinsten olup olmamalarıdır. Olayda bu şart da gerçekleşmiştir. Çünkü her iki tarafın borcu da para borcudur.
Takasın üçüncü şartı, takas edilecek alacağın muaccel olmasıdır. Her iki alacağın da muaccel olması şart değildir.Takas beyanında bulunan kişinin alacağı muaccel olmalıdır. Karşı tarafın alacağının ise ifa edilebilir olması yeterlidir. Olayda bu şart da gerçekleşmiştir. Çünkü vekaletsiz iş görmede, işin tamamlanmasıyla birlikte, tarafların birbirlerine karşı borçlarını ifa etmeleri gerekir. İş gören ile iş sahibi arasında işin görülmesiyle ilgili bir anlaşma bulunmadığından, tarafların borçlarını vadeye bağlamaları düşünülemez. Fakat işin tamamlanmasından sonra karşılıklı anlaşma ile vade tayin edilmesine de engel bir durum bulunmamaktadır.
Nihayet, takasın olabilmesi için, takasa engel bir durumun bulunmaması gerekir. 
Takasın şartları gerçekleşir ve takasa hakkı olan kişi bu hakkını kullanırsa, karşılıklı borçlar en az borç tutarınca sona erer. Örneğin, Hostilius’un borcu 40 As, Clodius’unki ise 100 As ise takas ile Hostilius’un 40 As tutarındaki borcunun tamamı; Clodius’un 100 As tutarındaki borcunun ise 40 As’lık kısmı sona erer. Clodius’un kalan 60 As borcu devam eder.
Takas hakkı, varması gerekli tek taraflı bir irade beyanıyla kullanılır.Takas beyanı karşı tarafın hukuk alanına ulaşmakla, hüküm ve sonuçlarını kendiliğinden ortaya çıkarır. Takasın hüküm ifade etmesi için karşı tarafın kabul beyanına ihtiyaç yoktur. Bu nedenle takas, tek taraflı irade beyanıyla borcu sona erdiren hallerden biridir.
Olayda takasın tüm şartları gerçekleşmiştir. Bu nedenle Clodius, Hostilius’a olan borcunu takas yoluyla sona erdirebilir. Bunun için takas beyanında bulunması yeterlidir. Hostilius’un takası kabul edip etmemesi önemli değildir.