İdare Hukuku Ders Notları 10. Bölüm

KAMU PERSONELİ
(DEVLET MEMURLARI)
Anayasamıza göre kamu kurum ve kuruluşlarının genel idare esasına göre kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri yürüten görevliler, kamu görevlisi olarak ifade edilmiştir.
Anayasada yer alan “kamu görevlileri” tabiri, farklı bir personel rejimine tabi olan askerleri, öğretim üyelerini, hakim ve savcıları ve kamu iktisadi teşekküllerinin personelini de içermektedir.
Anayasadaki açıklamaya uygun olarak kamu görevlisi kavramının geniş ve dar anlamlarda iki farklı tanımı yapılmaktadır. Geniş anlamda kamu görevlisi, hukuki durumlarına ve yaptıkların işin niteliğine bakılmaksızın kamu kesiminde ve devletin bütün organlarında görev yapan herkesi ifade etmektedir. Bu tanıma uygun olarak, Cumhurbaşkanından kamuya ait bir fabrikada çalışan işçiye kadar herkes kamu görevlisi sayılır.
Dar anlamda kamu görelisi ise, devletin siyasi yapısını oluşturan organlarındaki görevlilerle, özel hukuk hükümlerine tabi olarak çalışanlar dışında kalan kamu görevlilerini ifade etmektedir. İdare hukuku da dar anlamda kamu görevlisi kavramı ile ilgilenmektedir.
A. Kamu Görevlisi Türleri
Kamu yönetiminin insan unsuru kamu personeli adı verilir. Kamu görevlisi olarak da nitelenen kamu personeli, kamu kesimindeki bir örgüte bağlı olarak çalışır. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, kamu görevlilerini dört bölümde incelemektedir.
Bunlar;
. Memur
. Sözleşmeli personel
. Geçici personel
. İşçi
a.  Memur
657 sayılı devlet memurları kanununda sayılan kamu görevlilerinin en ağırlıklı kısmını oluştururlar. Memurlar devlet ve diğer kamu tüzel kişilikleri tarafından genel idare esasına göre yürütülen asli ve sürekli nitelikteki kamu hizmetlerini gören görevliler olarak tanımlanabilirler.
Memurlar önceden belirlenmiş objektif kurallara uygun olarak görevlerini sürdürürler.
Memurluk mesleği süreklidir. Siyasal iktidarın değişmesi memurların da değişmesine neden
olmaz. Memurlar tarafsızdır. Bu nedenle siyasi faaliyette bulunmaları yasaktır.
b.  Sözleşmeli Personel
Belli bir mesleki bilgi ve uzmanlık gerektiren kalkınma planı, yıllık program ve diğer projeler gibi işlerde, sözleşme ile çalıştırılan geçici görevlilerdir. İdare ile görevli arasındaki sözleşmeler, kamu hukukuna göre yapılır.
Sözleşmeli personel usulünün kullanılması Devlet Personel Dairesi ve Maliye Bakanlığının görüşü alındıktan sonra Bakanlar Kurulunun kararı ile mümkün olmaktadır. Bu yönü ile sözleşmeli personel istisnai bir istihdam biçimidir.
c.  Geçici Personel
Bir yıldan az ya da mevsimlik olarak sözleşme ile çalıştırılan ve işçi sayılmayan kamu görevlileridir. Bu
tür personelin kullanılması usulü, sözleşmeli personelin kullanılması usulüne tabidir.
d.  İşçiler
Özel hukuk hükümlerine göre yapılan bir hizmet sözleşmesi ile çalışırlar. Kara yolları ve Devlet Su İşleri gibi kamu kuruluşlarında, bu şekilde birçok görevli istihdam edilmektedir.
B. Devlet Memurları Kanununa Göre Memurluk Mesleği
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu uyarınca, kuruluş biçimine bakılmaksızın devlet ve diğer kamu tüzel kişiliklerince genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli kamu hizmetlerini ifa ile görevlendirilenler memur sayılır.
Memurluk Sınıfları ve Kadroları
Memurluk mesleğinin bazı temel ilkeleri bulunmaktadır.
. Sınıflandırma ilkesi
. Kariyer ilkesi
. Liyakat ilkesi
a.  Sınıflandırma İlkesi
Bu ilke, devlet memurlarının meslek ve niteliklerine göre sınıflara ayrılmasını ifade eder. Ülkemizde devlet memurları on iki sınıfta incelenmektedir.
. Genel İdare Hizmetleri: Büro vb. hizmetlerde çalışan memurlar.
. Teknik Hizmetler: Mühendis, Mimar, İstatistikçi vb.
. Eğitim ve Öğretim Hizmetleri: Öğretmenler, Müdürler vb.
. Sağlık Hizmetleri: Veteriner, Doktor, Diş hekimi, Eczacı, Ebe vb.
. Avukatlık Hizmetleri: Baroya kayıtlı avukatlar.
. Din Hizmetleri: İmam, Vaiz, Müftü vb.
.Sahil Güvenlik Hizmetleri Sınıfı
.Jandarma Hizmetleri sınıfı
. Emniyet Hizmetleri: Polis, Komiser, Emniyet amiri, Emniyet müdürü vb.
. Yardımcı Hizmetler: Temizlik, aydınlatma, ısıtma vb. hizmetleri görenler.
. Milli İstihbarat Hizmetleri: Milli İstihbarat Teşkilatı’nda görevli olanlar. . Mülki İdare Amirliği Hizmetleri: Valiler ve Kaymakamlar.

DİKKAT

Kural olarak her memur kendi sınıfında çalışmalıdır. Ancak gerekli niteliklere sahip olanlar, bu sınıflar arasında geçiş yapabilirler.
b.  Kariyer İlkesi
Kariyer, kişinin hayatı boyunca edindiği, işe ilişkin deneyim ve faaliyetlerle ilgili olarak algıladığı tutum
ve davranışlar dizisidir. Devlet memurlarının, yaptıkları hizmetler için gerekli bilgilere ve yetişme şartlarına uygun bir şekilde, sınıfları içinde en yüksek derecelere kadar ilerleme imkânına sahip olmaları kariyer ilkesinin neticesidir. Kariyer kavramı yalnızca yüksek statüdeki ya da hızlı ilerleme olanakları bulunan işleri yapan kişilerle ilgili değildir.
Kariyer ilkesi, memurların sınıfları içindeki görev ve sorumluluklarının artması ile ilgilidir. Bu görev ve
sorumluluklar birer “derece” ile ifade edilir ve her derece ilerlemesi memurun mali ve özlük haklarına olumlu etkide bulunur.
c.  Liyakat İlkesi
Memurluğa girişte ve memurluk mesleği içinde yükselmede, bireylere ve memurlara eşit hak tanınması ve yeteneklerinin esas alınmasını ifade eder. Bu ilke, memurluğa girişte ve bu meslekte ilerlemede adam kayırma ve partizanlığı engelleyici bir nitelik taşır. Liyakat ilkesi uyarınca, bireyler bilgi ve yeteneklerine göre memurluk mesleğine girerler ve memur olduktan sonra da sınıflarındaki ilerleme ve yükselmeleri hizmet süreleri ile birlikte yeteneklerine göre olur.
Liyakat; kamu hizmetleri görevlerine girmeyi, sınıflar içinde ilerleme ve yükselmeyi, görevin sona
erdirilmesini önceden belirlenen ve şeffaf bir sistemine dayandırmayı amaçlamaktadır.
C. Memurluğa Giriş
Memurluğa girişte “eşitlik”, “serbestlik” ve “görevin gerektirdiği niteliklerden başka niteliklerin
aranmaması” olmak üzere üç temel ilke söz konusudur. Serbestlik ilkesi, kimsenin iradesi dışında zorla memur yapılamayacağı anlamına gelir.
Eşitlik ilkesi ve görevin gerektirdiği niteliklerin haricinde ayrıca bir nitelik aranmayacağı ilkesi ise, kişilerin memurluğa alınmalarında, yalnızca kanunlarda ön görülen vasıfları taşımalarının yeterli olmasını ve bu vasıfları taşıyanlar arasında bir ayrım gözetmeksizin, herkesin eşit imkânlara sahip olduğunu ifade etmektedir.
 
Memur Olma Koşulları
657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre devlet memuru olabilmek için şu vasıflara sahip olunması gerekmektedir:
. Türk vatandaşı olmak
. 18 yaşını tamamlamış olmak (istisnai hallerde 15 yaşını doldurmak ve kazai rüşt kararı almak kaydıyla da memur olunabilir)
. En az ilköğretim ya da ortaokul mezunu olmak
. Kamu hizmetlerinden yasaklı bulunmamak
. Taksirli suçlar hariç olmak üzere, kasıtlı bir suçtan  bir yıl ya da daha fazla hapisle hüküm giymiş olmamak . Zimmet, aşırma, hile, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, kaçakçılık,
resmi ihaleye fesat karıştırma, gibi suçlardan dolayı hüküm giymemiş olmak . Askerlikle ilişiği bulunmamak
. Görevini yapmaya engel sürekli bir hastalığı bulunmamak

UYARI

Milli savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk suçlarının memuriyete girişe engel olacağına dair hüküm 2010 yılında Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir.

NOT

Memurluk mesleğine girişte aranan bu genel şartların yanında, her meslek için bir takım özel şartlarda aranabilir. Örneğin avukatlık hizmetlerinde çalışacak olanların, avukatlık ruhsatına sahip olmaları gerekir.
İstisnai Memuriyet
Aşağıda belirtilen memurlar, Devlet Memurları Kanunu’nun öngördüğü sınavlar, atanma, kademe ilerlemesi ve dereceye yükselmesine ilişkin hükümleriyle bağlı olmaksızın tahsis edilmiş derece aylığı
ile memur atanabilirler:
. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği ile Türkiye Büyük Millet Meclisinin memurlukları,
. Başbakan Başmüşaviri,
. Savunma Sanayii Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı çalışanları,
. Toplu Konut İdaresi Başkanlığı çalışanları,
. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı çalışanları,
. Bakanlar Kurulu Sekreterliği,
. Milli Savunma Bakanlığı ile Türk Silahlı Kuvvetleri kadrolarında özel kalem müdürü,
. Vali,
. Büyükelçi,
. Dışişleri bakanlığı stratejik araştırmalar merkezi başkanlığı çalışanları,
. Din İşleri Yüksek Kurulu üyeleri,
. Diyanet İşleri Başkanlığı başkanlık müşaviri,
. Diyanet İşleri Başkanlığı basın ve halkla ilişkiler müşaviri,
. Milli İstihbarat Teşkilatı memurları,
. Bakan yardımcılığı.
D.  Memurluğa Alınma
Ülkemizde merkezi sınav sistemiyle memur alımı esası benimsenmiş ve memur sınavını yapma yetkisi Devlet Personel Başkanlığı’na verilmiştir. Buna göre, bakanlıklar ve öteki kamu kurum ve kuruluşları, personel atanmasına lüzum gördükleri boş kadroların sayılarını sınıf ve derecelerini belirterek, Devlet Personel Başkanlığı’na bildirirler.
Devlet Personel Başkanlığı, atama yapılacak boş kadroların sınıf ve derecelerini, kadroların bulundukları kurum ve yerlerini, kadrolara alınacak personel sayılarını, alınacak personelin genel
ve özel koşullarını, en son başvurma tarihini, başvurulacak mercileri, sınav yerlerini ve zamanlarını, en az on beş gün önce Resmi Gazete, radyo, televizyon ve ülke çapında en az biri ve uygun görülecek diğer araçlar ile kamuoyuna duyurulur.
Devlet memuru olarak atanacakların, Devlet Personel Başkanlığı tarafından düzenlenen sınava girmeleri ve başarılı olmaları zorunludur. Ancak bazı görevlere sınavsız atanmak da mümkündür.
Sınavsız girilecek görevler, tıpkı sınavların yapılmasına ilişkin usul ve esaslar gibi, Devlet Personel Başkanlığınca hazırlanacak genel bir yönetmelikte düzenlenir.
E.  Memuriyette Adaylık
Sınavı kazananlar, ilgili kurumca önce aday memur olarak alınırlar. Memur adaylık süresi içinde hizmet içi eğitim alır ve bir yandan da memuriyete yeterliliği konusunda deneme sürecine tabi tutulur.
Hizmet içi eğitim programında, hem memurluk mesleği ile ilgili temel eğitim ve hem de sınıfla ilgili hazırlayıcı eğitim verilir.
Adaylık süresi en az bir, en çok iki yıldır. Aday memur, bu süre içinde yalnızca kendi kurumunda çalıştırılır; diğer kurumlara nakledilemez.
Temel ve hazırlayıcı eğitim ile staj devrelerinin birinde başarısız olanlarla, adaylık süresi içinde memuriyetle bağdaşmayacak hal ve hareketleri saptananların ve göreve devamsızlıkları görülenlerin, disiplin amirinin teklifi ve atamaya yetkili amirin onayı ile görevlerine son verilir.
Adaylık süresi içinde ya da sonunda görevine son verilen aday memurlar, Devlet Personel Başkanlığı’na bildirilir. Adaylık süresi içinde veya sonunda görevlerine son verilmiş bulunanlar, 3 yıl süre ile devlet memurluğuna alınmazlar.
F.  Memurluğa Atanma
Adaylık süresini dolduran ve hazırlayıcı eğitim programını başarı ile tamamlayan adaylar memur olarak atanırlar.
Devlet Memurları Kanunu, atamaya yetkili amirden söz etmekte; ancak bu amirin kim olduğunu belirtmemektedir. Atama işlemini yapmaya yetkili makamlar, genellikle kuruluş kanunlarında gösterilmiştir.
Atama iradesinin yazılı olarak beyan edilmesi gerekir. Tamamlanmış bulunan atama işleminin ilgiliye yazılı olarak da bildirilmesi, atanan kişinin görevine başlayacağı zamanın belirlenmesi bakımından önem taşımaktadır.
Atama işleminin amacı, kamu hizmetinin iyi görülmesi ve böylece kamu yararının sağlanmasıdır. Bu nedenle, kişisel yararlara ya da siyasal çıkarlara hizmet eden bir atama işlemi yapılamaz.
G.  Göreve Başlama
İlgili bulunduğu yerdeki bir göreve atanmış ise; yazılı bildirimi izleyen gün, başka yerdeki bir göreve atanmış ise; yazılı bildirimden itibaren 15 gün içinde o yere hareket ederek belli yol süresini izleyen gün işe başlamak zorundadır. Bu süre içinde belge ile ispatı mümkün zorlayıcı sebepler dışında işe başlamayanların atamaları iptal edilir; bunlar 1 yıl süre ile devlet memuru olarak istihdam olunamazlar. Bunların belge ile ispatı mümkün zorlayıcı nedenlerle göreve başlamama hali iki ayı aştığı takdirde atama işlemi yine iptal edilir.
H.  Memurların Tâbi Olduğu Yükümlülükler ve Yasaklar
Kamu hizmeti gören memurların bazı sorumlulukları ve kaçınmaları gereken davranışlar vardır. a. Memurların sorumlulukları:
. Anayasa ve kanunlara saygılı olma
. Tarafsız olma
. Kamu hizmetlerini bizzat ve kesintisiz yürütme
. Hiyerarşik amirlerine itaat gösterme
. Mal bildiriminde bulunma
. Davranış ve giyimlerinde itinalı olma
. Görev mahallerinde ikamet etme
. Resmi belge, araç ve gereçleri görevlerinin bitiminde iade etme
b. Memurlara yasak olan davranışlar:
. İkinci bir görev alma yasağı
. Sanat ve ticaretle uğraşma yasağı
. Siyasi faaliyette bulunma ve siyasi partilere girme yasağı
. Hediye ve menfaat sağlama yasağı
. Gizli bilgileri ifşa etme yasağı
. Grev yasağı
. Ayrıldığı kuruma karşı görev alma yasağı

NOT

Görevinden herhangi bir nedenle ayrılan bir memur, ayrıldığı tarihten önceki 2 yıl içinde hizmetinde bulunduğu kuruma karşı, ayrıldığı tarihten itibaren 3 yıl süre ile kurumdaki görev ve faaliyet alanları ile ilgili konularda, doğrudan doğruya veya dolaylı olarak görev alamaz, taahhüde giremez, komisyonculuk ve temsilcilik yapamaz.
I. Memurların Hak Ve Ayrıcalıkları
Devlet memurlarının hukuksal durumu yasalarla düzenlenmiş olup bu düzenlemelerle memurlara bir kısım haklar verilmiştir. Bu haklarla memurların görevlerini, görevin gereği gibi yerine getirilmesi amacını gütmektedir.
a.  Güvenlik Hakkı: Devlet memurlarının görevlerini belli bir güvenlik ortamında yerine getirmeleri, hem memurlar açısından, hem kamu hizmeti yönünden gereklidir. Devlet Memurları Kanunu’na göre; yasalarda belirtilen durumlar dışında, “devlet memurunun memurluğuna son verilemez, aylık ve başka hakları elinden alınamaz”.
b. Hizmet Hakkı: Memurlar için devlet hizmetinde çalışmak hem ödev, hem de haktır. Memurların çalışma hakkı, kendi sınıfı içinde, kazanılmış hak derecesiyle herhangi bir görevde çalıştırılabilmesidir.
Memurlar belli bir görevde çalışma hakkına sahip değillerdir. Memurun göreceği hizmeti, hizmet
yerine ve hizmetin gereklerine göre idare belirler.
c.  Terfi Hakkı
. Yatay İlerleme (Kademe İlerlemesi)
Memurlar birtakım sınıflara ayrılmış ve her bir sınıf için bir takım dereceler ve her bir derecenin içinde de bir takım kademeler kabul edilmiştir. Yatay ilerleme bir devlet memurunun bulunduğu derece içindeki kademesinin ilerlemesidir.
Bir devlet memurunun kademede ilerleyebilmesi için şu üç koşulun bir arada bulunması zorunludur:
–  Bulunduğu kademede en az bir yıl çalışmış olmak,
–  Yıl içindeki performans ölçütlerinde başarı göstermek,
–  Bulunduğu derecede ilerleyebileceği bir kademenin bulunması.
Yatay ilerleme devlet memuruna tanımış mutlak bir hak olup, idarenin koşulları gerçekleşmiş ise,
memurun kademesini ilerletip ilerletmemek konusunda bir takdir yetkisi yoktur.
.Dikey İlerleme (Derece İlerlemesi)
Memurun bulunduğu sınıf içinde bir alt dereceden bir üst dereceye geçmesidir. Derece yükselmesinin
şartları şunlardır:
–  Üst derecede açık bir kadronun bulunması,
–  Alt derece içinde en az üç yıl ve bu derecenin üçüncü kademesinde bir yıl bulunmuş olmak.
–  İlerlenecek derece için (varsa) öngörülmüş koşulları taşımak (öğrenim koşulu gibi)
–  Özlük dosyası bakımından üst dereceye yükselebilecek niteliklere sahip olmak

UYARI

ÖZLÜK DOSYASI
Devlet Memurları Kanunu’nda yapılan 2011 değişikliği ile birlikte, memuriyette sicil notu uygulaması kaldırılmış ve yerine memur bilgi sistemi olarak anılan özlük dosyası getirilmiştir.
Memurlar, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası esas alınarak kurumlarınca tutulacak personel bilgi sistemine kaydolunurlar. Her memur için bir özlük dosyası tutulur.
Özlük dosyasına, memurun mesleki bilgileri, mal bildirimleri; varsa inceleme, soruşturma, denetim raporları, disiplin cezaları ile ödül ve başarı belgesi verilmesine ilişkin bilgi ve belgeler konulur.
Memurların        başarı, yeterlik                ve           ehliyetlerinin     tespitinde,          kademe ilerlemelerinde,               derece yükselmelerinde, emekliye ayrılmalarında veya hizmetle ilişkilerinin kesilmesinde, hizmet gerekleri yanında özlük dosyaları göz önünde bulundurulur.
Özlük dosyalarının tutulma esasları ile özlük dosyalarında yer alacak belgelere ilişkin usûl ve esaslar Devlet Personel Başkanlığınca belirlenir.
d. İzin Hakkı
Devlet Memurları Kanunu 4 tip izin durumu düzenlemiştir:
1.  Yıllık İzin Devlet memurlarının yıllık izin süresi, hizmeti 1 yıldan on yıla kadar (On yıl dahil) olanlar için 20 gün, hizmeti on yıldan fazla olanlar için 30 gündür. Zorunlu hallerde bu sürelere gidiş ve dönüş için en çok ikişer gün eklenebilir.
Yıllık izinler, amirin uygun bulacağı zamanlarda, toptan veya ihtiyaca göre kısım kısım kullanılabilir.
Birbirini izleyen iki yılın izni bir arada verilebilir.
Öğretmenler yaz tatili ile dinlenme tatillerinde izinli sayılırlar. Öğretmenlere, hastalık ve diğer mazeret
izinleri dışında, ayrıca yıllık izin verilmez.
Hizmetleri sırasında radyoaktif ışınlara maruz kalan personele, her yıl yıllık izinlerine ilaveten 1 aylık
sağlık izni verilir.
2.  Mazeret İzni 
. Doğum İzni:
Kadın memura; doğumdan önce 8, doğumdan sonra 8 hafta olmak üzere toplam 16 hafta süreyle analık izni verilir.
Çoğul gebelik durumunda, doğum öncesi sekiz haftalık analık izni süresine iki hafta eklenir.
Beklenen doğum tarihinden sekiz hafta öncesine kadar sağlık durumunun çalışmaya uygun olduğunu doktor raporuyla belgeleyen kadın memur, isteği hâlinde doğumdan önceki üç haftaya kadar kurumunda çalışabilir. Bu durumda, doğum öncesinde bu rapora dayanarak fiilen çalıştığı süreler doğum sonrası analık izni süresine eklenir.
Doğumun erken gerçekleşmesi sebebiyle, doğum öncesi analık izninin kullanılamayan bölümü de doğum sonrası analık izni süresine ilave edilir.
Memura, eşinin doğum yapması hâlinde, isteği üzerine 10 gün babalık izni verilir.
. Evlenme ve Ölüm İzni: Kendisinin veya çocuğunun evlenmesi ya da eşinin, çocuğunun, kendisinin veya eşinin ana, baba ve kardeşinin ölümü hâllerinde isteği üzerine 7 gün izin verilir.
. Emzirme İzni:
Kadın memura, çocuğunu emzirmesi için doğum sonrası analık izni süresinin bitim tarihinden itibaren ilk altı ayda günde 3 saat, ikinci altı ayda günde 1,5 saat süt izni verilir. Süt izninin hangi saatler arasında ve günde kaç kez kullanılacağı hususunda, kadın memurun tercihi esastır.

NOT

Mazeret ve yıllık izinler dışında, merkezde atamaya yetkili amir, ilde vali, ilçede kaymakam ve yurt dışında diplomatik misyon Şefi tarafından, birim amirinin muvafakati ile bir yıl içinde toptan veya bölümler hâlinde, mazeretleri sebebiyle memurlara on gün izin verilebilir.Zaruret hâlinde öğretmenler hariç olmak üzere, aynı usûlle on gün daha mazeret izni verilebilir. Bu takdirde, ikinci kez verilen bu izin, yıllık izinden
düşülür.
3. Hastalık ve Refakat İzni
Memura, aylık ve özlük hakları korunarak, verilecek raporda gösterilecek lüzum üzerine, kanser, verem ve akıl hastalığı gibi uzun süreli bir tedaviye ihtiyaç gösteren hastalığı hâlinde 18 aya kadar, diğer hastalık hâllerinde ise 12 aya kadar izin verilir.
Memurun, hastalığı sebebiyle yataklı tedavi kurumunda yatarak gördüğü tedavi süreleri, hastalık iznine ait sürenin hesabında dikkate alınır.
Bu maddede yazılı azamî süreler kadar izin verilen memurun, bu iznin sonunda işe başlayabilmesi için, iyileştiğine dair raporu ibraz etmesi zorunludur.

UYARI

İzin süresinin sonunda, hastalığının devam ettiği resmî sağlık kurulu raporu ile tespit edilen memurun izni, birinci fıkrada belirtilen süreler kadar uzatılır, bu sürenin sonunda da iyileşemeyen memur hakkında emeklilik hükümleri uygulanır.

DİKKAT

Görevi sırasında veya görevinden dolayı bir kazaya veya saldırıya uğrayan veya bir meslek hastalığına tutulan memur, iyileşinceye kadar izinli sayılır.
4. Aylıksız İzin
Memura, bakmakla yükümlüğü olduğu ve refakat etmediği takdirde hayatı tehlikeye girecek ana, baba, eş ve çocukları ile kardeşlerinden birinin ağır bir kaza geçirmesi veya tedavisi uzun süren bir hastalığının bulunması hâllerinde verilen iznin bitiminden itibaren, sağlık kurulu raporuyla belgelendirilmesi şartıyla, istekleri üzerine 18 aya kadar aylıksız izin verilebilir.
Doğum yapan memura, doğum sonrası analık izni süresinin bitiminden; eşi doğum yapan memura ise, doğum tarihinden itibaren istekleri üzerine 24 aya kadar aylıksız izin verilir.
Üç yaşını doldurmamış bir çocuğu eşiyle birlikte veya münferit olarak evlat edinen memurlar ile memur olmayan eşin münferit olarak evlat edinmesi hâlinde memur olan eşlerine, çocuğun ana ve babasının rızasının kesinleştiği tarihten veya vesayet dairelerinin izin verme tarihinden itibaren, istekleri üzerine 24
aya kadar
aylıksız izin verilir. Özel burs sağlayan ve bu burstan istifade etmesi için kendilerine aylıksız izin verilenler de dâhil olmak üzere burslu olarak ya da bütçe imkânlarıyla yetiştirilmek üzere yurtdışına gönderilen veya sürekli görevle yurtiçine ya da yurtdışına atanan veya en az altı ay süreyle yurtdışında geçici olarak görevlendirilen memurlar veya diğer personel kanunlarına tâbi olanlar ile yurtdışına kamu  kurumlarınca gönderilmiş olan öğrencilerin memur olan eşlerine görev veya öğrenim süresi içinde aylıksız izin verilebilir.
Memura, yıllık izinde esas alınan süreler itibarıyla 5 hizmet yılını tamamlamış olması ve isteği hâlinde
memuriyeti boyunca ve en fazla iki defada kullanılmak üzere, toplam bir 1 yıla kadar aylıksız izin verilebilir.
Ancak, sıkıyönetim, olağanüstü hâl veya genel hayata müessir afet hâli ilan edilen bölgelere belli bir süre görev yapmak üzere zorunlu olarak sürekli görevle atananlar hakkında bu bölgelerdeki görev süreleri içinde bu fıkra hükmü uygulanmaz.

DİKKAT

Muvazzaf askerliğe ayrılan memurlar askerlik süresince görev yeri saklı kalarak aylıksız izinli sayılır.
e. Mali Haklar
1. Maaş
Maaş, memurlara hizmetleri karşılığında, kadroya dayanılarak, ay itibariyle ödenen paradır. Maaşın teferruatları ise, makam ve temsil ödenekleri, mahrumiyet zammı, iş güçlüğü, iş riski ya da eleman temininde güçlük zammı, yolluklar ve ikamet gündelikleri gibi ödeneklerdir.
Maaşa hak kazanabilmek için memurun işe başlaması gerekir. Memurun hizmet ve kadro karşılığı olan maaşı üzerindeki hakkından vazgeçmesi hukukî bir hüküm ifade etmeyeceği gibi, işlememiş olan maaş üzerinde yapılacak bir anlaşmanın da hukukî bir değeri yoktur.
657 sayılı Kanunda, memurlar için 15 derece kabul edilmiş olup, her derece içindeki her bir kademenin aylığına esas teşkil eden rakamlar bir gösterge tablosunda gösterilmiştir. Gösterge tablosunda yer alan bu rakamlar, her yıl bütçe kanunu ile yeniden belirlenen katsayı ile çarpılma suretiyle memurun brüt maaşı bulunur. İdarenin maaş konusunda hüküm beyan etme yetkisi bulunmamaktadır.
2.   Emekli Maaşı
Emeklilik maaşı, emekli statüsüne giren bir devlet memuruna, hizmet yılına ve emekliye esas olan maaşına göre ödenen aylıktır.
Emekliye esas maaşın belirlenmesinde özel bir gösterge tablosu uygulanmaktadır. Bu gösterge tablosunda her bir derece ve kademenin karşısında bulunan rakam her yıl bütçe kanunu ile yeniden
belirlenen kat sayı ile çarpılmak suretiyle emekliye esas maaş bulunmaktadır.
30 yıl hizmeti olan emekli memura, emekliye esas maaşının %70’i emekli aylığı olarak ödenmektedir. 30 yıldan çok hizmeti olanlara, her bir hizmet bir yılı için %1 eklenmekte; 30 yıldan az hizmeti olanlar için ise, otuz yıldan az her bir hizmet yılı için %1 indirilmektedir. Hizmet süresinin 40 yıldan fazlası, emekli aylığının hesaplanmasında dikkate alınmamaktadır.
Emekli İkramiyesi
Emekli ikramiyesi, emekliye ayrılan devlet memuruna, her bir hizmet yılı için bir maaş tutarında olmak üzere ödenen ikramiyedir. İkramiye, emekliye esas tutulan son aylık üzerinden hesaplanır. Emekli ikramiyesinin hesaplanmasında, 30 hizmet yılından fazlası dikkate alınmaz.
3.   Dul ve Yetim Maaşı
Dul ve yetim aylığı, ölen memurun ya da emeklinin dul kalan eşine, çocuklarına, ana ve babasına ödenir. Dul eşe ve kız çocuğa evlenmemek kaydıyla, ana-babaya muhtaç olmak koşuluyla, erkek çocuğa da
belli bir yaşa kadar maaş ödenir.
Dul eşe emekli aylığının %50’si, anne, baba ve çocukların her birine ise emekli aylığının %25’i oranında maaş verilir.
4.    Toptan Ödeme
Toptan ödeme, emekli maaşı bağlanması için yeterli hizmeti olmayanlara yapılan ödemedir.
Toptan ödeme tutarı, hizmet süresinin son emeklilik keseneğine esas teşkil eden maaşın 2 katının çarpımı suretiyle bulunur. Toptan ödeme, memura ve ölümü halinde ise dul ve yetimlerine yapılır.
J. Memurlar Hakkında Disiplin Soruşturması
Memurların çalıştığı kurumun iç düzenini bozmaya yönelik davranışlarına disiplin suçları, bunlara uygulanan yaptırımlara da disiplin cezaları denir. Ceza hukuku ile toplum düzenine aykırı davranışlar, disiplin cezaları ile bir kurumun düzenine aykırı davranışlar cezalandırılır. Bazen bir tutum hem kurumun hem de toplumun düzenini bozabilir. Bu gibi durumlarda memur hakkında hem disiplin hem de ceza kovuşturması yapılır.
Devlet Memurları Kanunu 5 tür disiplin cezası öngörmüştür:
1. Uyarma:
Memura, görevinde ve davranışlarında daha dikkatli olması gerektiğinin yazı ile bildirilmesidir. Uyarma cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır:
a)   Verilen emir ve görevlerin tam ve zamanında yapılmasında, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasların yerine getirilmesinde, görevle ilgili resmi belge, araç ve gereçlerin korunması, kullanılması ve bakımında kayıtsızlık göstermek veya düzensiz davranmak,
b)  Özürsüz veya izinsiz olarak göreve geç gelmek, erken ayrılmak, görev mahallini terk etmek,
c)  Kurumca belirlenen tasarruf tedbirlerine riayet etmemek,
d)  Usulsüz müracaat veya şikâyette bulunmak,
e)  Devlet memuru vakarına yakışmayan tutum ve davranışta bulunmak,
f)   Görevine veya iş sahiplerine karşı kayıtsızlık göstermek veya ilgisiz kalmak,
g)   Belirlenen kılık ve kıyafet hükümlerine aykırı davranmak,
h)  Görevin işbirliği içinde yapılması ilkesine aykırı davranışlarda bulunmak.
2.Kınama:
Memura, görevinde ve davranışlarında kusurlu olduğunun yazı ile bildirilmesidir. Kınama cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır:
a)  Verilen emir ve görevlerin tam ve zamanında yapılmasında, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasların yerine getirilmesinde, görevle ilgili resmi belge, araç ve gereçlerin korunması, kullanılması ve bakımından kusurlu davranmak,
b)  Eşlerinin, reşit olmayan veya mahcur olan çocuklarının kazanç getiren sürekli faaliyetlerini belirlenen sürede kurumuna bildirmemek,
c)  Görev sırasında amire hal ve hareketi ile saygısız davranmak,
d)  Hizmet dışında Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak,
e)  Devlete ait resmi araç, gereç ve benzeri eşyayı özel işlerinde kullanmak,
f)    Devlete ait resmi belge, araç, gereç ve benzeri eşyayı kaybetmek,
g)  İş arkadaşlarına, maiyetindeki personele ve iş sahiplerine kötü muamelede bulunmak,
h)  İş arkadaşlarına ve iş sahiplerine söz veya hareketle sataşmak,
ı) Görev mahallinde genel ahlak ve edep dışı davranışlarda bulunmak ve bu tür yazı yazmak, işaret, resim ve benzeri şekiller çizmek ve yapmak,
j) Verilen emirlere itiraz etmek,
k)  Borçlarını kasten ödemeyerek hakkında yasal yollara başvurulmasına neden olmak,
l)   Kurumların huzur, sükun ve çalışma düzenini bozmak.
m) Yetkili olmadığı halde basına, haber ajanslarına veya radyo ve televizyon kurumlarına bilgi veya demeç vermek.
3. Aylıktan kesme:
Memurun, brüt aylığından 1/30 – 1/8 arasında kesinti yapılmasıdır. Aylıktan kesme cezasını gerektiren
fiil ve haller şunlardır: 
a)  Kasıtlı olarak; verilen emir ve görevleri tam ve zamanında yapmamak, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasları yerine getirmemek, görevle ilgili resmi belge, araç ve gereçleri korumamak,
bakımını yapmamak, hor kullanmak,
b)  Özürsüz olarak bir veya iki gün göreve gelmemek,
c)  Devlete ait resmi belge, araç, gereç ve benzerlerini özel menfaat sağlamak için kullanmak,
d)  Görevle ilgili konularda yükümlü olduğu kişilere yalan ve yanlış beyanda bulunmak,
e)  Görev sırasında amirine sözle saygısızlık etmek,
f)   Görev yeri sınırları içerisinde her hangi bir yerin toplantı, tören ve benzeri amaçlarla izinsiz olarak kullanılmasına yardımcı olmak,
g)  Hizmet içinde Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak.
4. Kademe ilerlemesinin durdurulması:
Fiilin ağırlık derecesine göre memurun, bulunduğu kademede ilerlemesinin 1 – 3 yıl durdurulmasıdır.
Kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır:
a) Göreve sarhoş gelmek, görev yerinde alkollü içki içmek,
b) Özürsüz ve kesintisiz 3 – 9 gün göreve gelmemek,
c)  Görevi ile ilgili olarak her ne şekilde olursa olsun çıkar sağlamak,
d)  Amirine veya maiyetindekilere karşı küçük düşürücü veya aşağılayıcı fiil ve hareketler yapmak,
e)  Görev yeri sınırları içinde herhangi bir yeri toplantı, tören ve benzeri amaçlarla izinsiz kullanmak veya kullandırmak,
f)   Gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek,
g)  Ticaret yapmak veya Devlet memurlarına yasaklanan diğer kazanç getirici faaliyetlerde bulunmak,
h)  Görevin yerine getirilmesinde dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ayrımı yapmak, kişilerin yarar veya zararını hedef tutan davranışlarda bulunmak,
i) Belirlenen durum ve sürelerde mal bildiriminde bulunmamak,
j)   Açıklanması yasaklanan bilgileri açıklamak,
k)  Amirine, maiyetindekilere, iş arkadaşları veya iş sahiplerine hakarette bulunmak veya bunları tehdit etmek,
l)   Diplomatik statüsünden yararlanmak suretiyle yurt dışında, haklı bir sebep göstermeksizin ödeme kabiliyetinin üstünde borçlanmak ve borçlarını ödemedeki tutum ve davranışlarıyla Devlet itibarını zedelemek veya zorunlu bir sebebe dayanmaksızın borcunu ödemeden yurda dönmek,
m) Verilen görev ve emirleri kasten yapmamak,
n) Herhangi bir siyasi parti yararına veya zararına fiilen faaliyette bulunmak.
5. Devlet memurluğundan çıkarma:
Bir daha Devlet memurluğuna atanmamak üzere memurluktan çıkarmaktır. Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır:
a) İdeolojik veya siyasi amaçlarla kurumların huzur, sükûn ve çalışma düzenini bozmak, boykot, işgal, kamu hizmetlerinin yürütülmesini engelleme, işi yavaşlatma ve grev gibi eylemlere katılmak veya bu amaçlarla
toplu olarak göreve gelmemek, bunları tahrik ve teşvik etmek veya yardımda bulunmak,
b) Yasaklanmış her türlü yayını veya siyasi veya ideolojik amaçlı bildiri, afiş, pankart, bant ve benzerlerini basmak, çoğaltmak, dağıtmak veya bunları kurumların herhangi bir yerine asmak veya teşhir etmek,
c) Siyasi partiye girmek,
d)  Özürsüz olarak bir yılda toplam 20 gün göreve gelmemek,
e)  Savaş, olağanüstü hal veya genel afetlere ilişkin konularda amirlerin verdiği görev veya emirleri yapmamak,
f)   Amirlerine, maiyetindekilere ve iş sahiplerine fiili tecavüzde bulunmak,
g)  Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak, h) Yetki almadan gizli bilgileri açıklamak,
ı) Siyasi ve ideolojik eylemlerden arananları görev mahallinde gizlemek,
j)   Yurt dışında Devletin itibarını düşürecek veya görev haysiyetini zedeleyecek tutum ve davranışlarda bulunmak,
k)  5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkındaki Kanuna aykırı fiilleri işlemek.
K. Disiplin Cezası Vermeye Yetkili Amir ve Kurullar
Uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezaları disiplin amirleri tarafından; kademe ilerlemesinin durdurulması cezası, memurun bağlı olduğu kurumdaki disiplin kurulunun kararı alındıktan sonra, atamaya yetkili amirler tarafından; il disiplin kurullarının kararlarına dayanan hallerde Valiler tarafından verilir.
Devlet memurluğundan çıkarma cezası amirlerin bu yoldaki isteği üzerine, memurun bağlı bulunduğu kurumun Yüksek Disiplin Kurulu kararı ile verilir.
Disiplin kurulu ve yüksek disiplin kurulunun ayrı bir ceza tayinine yetkisi yoktur, cezayı kabul veya
reddeder. Red halinde atamaya yetkili amirler 15 gün içinde başka bir disiplin cezası vermekte serbesttirler.

DİKKAT

Disiplin amirleri tarafından verilen uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarına karşı disiplin
kuruluna, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasına karşı yüksek disiplin kuruluna itiraz edilebilir. İtirazda süre, kararın ilgiliye tebliği tarihinden itibaren 7 gündür. İtiraz mercileri, itiraz dilekçesi ile karar ve eklerinin kendilerine intikalinden itibaren 30 gün içinde kararlarını vermek zorundadır.

UYARI

Disiplin cezalarına karşı (uyarma ve kınama cezaları dahil) idari yargı yoluna başvurulabilir.

MEMURLARIN DİSİPLİN REJİMLERİ TABLOSU

KİMLER VERİR
Soruşturma
Zamanaşımı
SAVUNMA
SÜRESİ
Cezada Karar
Süreleri
CEZALARA İTİRAZ MERCİ VE KARAR
SÜRELERİ
UYARMA
Memura
dikkatli      olmasının
yazıyla bildirilmesi
DİSİPLİN
AMİRİ
Öğrenmeden
itibaren 1
ay her hâlükârda 2 yıl
içinde soruşturmaya
başlamalı
EN AZ
YEDİ GÜN
15 GÜN
7 gün içinde disiplin kuruluna
itiraz edilir.
Disiplin
Kurulu da en
geç 30 gün içinde karar verir
KINAMA
Memura
kusurlu      olduğunun
yazıyla bildirilmesi
DİSİPLİN
AMİRİ
Öğrenmeden
itibaren 1
ay her hâlükârda 2 yıl
içinde soruşturmaya başlamalı
EN AZ
YEDİ GÜN
15 GÜN
7 gün içinde disiplin kuruluna
itiraz edilir.
Disiplin Kurulu
da en
geç 30 gün içinde karar verir
AYLIKTAN KESME
Maaş 1/8
ile 1/30 arasında kesilir
DİSİPLİN
AMİRİ
Öğrenmeden
itibaren 1
ay her hâlükârda 2 yıl
içinde soruşturmaya başlamalı
EN AZ
YEDİ GÜN
15 GÜN
7 gün içinde disiplin kuruluna
itiraz edilir.
Disiplin
Kurulu da en
geç 30 gün içinde karar verir
KADEME İLERLEMESİNİN
DURDURULMASI
1 ila 3
yıl arasında durur
DİSİPLİN
KURULUNUN
KARARI ÜZERİNE +ATAMAYA YETKİLİ AMİR
Öğrenmeden
itibaren 1
ay her hâlükârda 2 yıl
içinde soruşturmaya başlamalı
EN AZ
YEDİ GÜN
30 GÜN
7 gün içinde YÜKSEK
DİSİPLİN
KURULUNA itiraz edilir. Yüksek Disiplin
Kurulu da en geç 30
gün
içinde karar verir

ÇIKARMA
YÜKSEK
DİSİPLİN
KURULU
Öğrenmeden
itibaren 6
ay her hâlükârda 2 yıl
içinde soruşturmaya başlamalı
EN AZ
YEDİ GÜN
6 AY
ÇIKARMA
CEZALARINA İTİRAZ EDİLEMEZ DAVA
AÇILMALIDIR
L.
Görevden Uzaklaştırma
Görevden uzaklaştırma, kamu hizmetlerinin gerektirdiği hallerde, görevi başında kalmasında sakınca görülen Devlet memurları hakkında alınan ihtiyati bir tedbirdir.
Görevden uzaklaştırma tedbiri, soruşturmanın herhangi bir safhasında alınabilir.
Görevden Uzaklaştırmaya Yetkili Olan Kişiler:
a) Atamaya yetkili amirler;
b)  Bakanlık ve genel müdürlük müfettişleri;
c)  İllerde valiler;
ç) İlçelerde kaymakamlar (İlçe idare Şube başkanları hakkında valinin muvafakati şarttır.)
Görevden Uzaklaştıran Amirin Sorumluluğu:
Görevinden uzaklaştırılan Devlet memurları hakkında görevden uzaklaştırmayı izleyen 10 iş günü içinde soruşturmaya başlanması şarttır.
Memuru görevden uzaklaştırdıktan sonra memur hakkında derhal soruşturmaya başlamayan,
keyfi olarak tasarrufta bulunan amirler, hukuki, mali ve cezai sorumluluğa tabidirler.
Memurun Göreve Tekrar Başlatılmasının Zorunlu Olduğu Haller: Soruşturma veya yargılama sonunda yetkili mercilerce:
a)  Haklarında memurluktan çıkarmadan başka bir disiplin cezası verilenler;
b)  Yargılamanın men’ine veya beraatına karar verilenler;
c)  Hükümden evvel haklarındaki kovuşturma genel af ile kaldırılanlar;
ç) Görevlerine ve memurluklarına ilişkin olsun veya olmasın memurluğa engel olmayacak bir ceza ile hükümlü olup cezası ertelenenler bu kararların kesinleşmesi üzerine görevden uzaklaştırma tedbiri kaldırılır.
Görevden Uzaklaştırılan veya Görevinden Uzak Kalan Memurların Hak ve Yükümlülüğü:
Görevden uzaklaştırılan ve görevi ile ilgili olsun veya olmasın herhangi bir suçtan tutuklanan veya gözaltına alınan memurlara bu süre içinde aylıklarının 2/3’ü ödenir. Bu gibiler bu Kanunun öngördüğü sosyal hak ve yardımlardan faydalanmaya devam ederler.
Memurun görevine iade edilmesi halinde, aylıklarının kesilmiş olan üçte biri kendilerine ödenir ve görevden uzakta geçirdikleri süre, derecelerindeki kademe ilerlemesinde ve bu sürenin derece yükselmesi için gerekli en az bekleme süresini aşan kısmı, üst dereceye yükselmeleri halinde, bu derecede kademe ilerlemesi yapılmak suretiyle değerlendirilir.
Görevden Uzaklaştırmada Süre
Görevden uzaklaştırma; bir disiplin kovuşturması icabından olduğu takdirde en çok 3 ay devam edebilir. Bu süre sonunda hakkında bir karar verilmediği takdirde memur görevine başlatılır.
Bir ceza kovuşturması icabından olduğu takdirde görevinden uzaklaştırmaya yetkili amir ilgilinin durumunu her 2 ayda bir inceleyerek görevine dönüp dönmemesi hakkında bir karar verir ve ilgiliye tebliğ eder.
M. Memurluğun Sona Ermesi
Memurluğun sona ermesi 7 şekilde oluşur. Bunlar; çekilme, çekilmiş sayılma, çıkarılma, koşullarda eksiklik, bağdaşmazlık, emeklilik ve ölümdür.
Çıkarma sürecine yukarıda değinildiği için, burada diğerlerini açıklayacağız.
1. Çekilme (İstifa)
Memurun tek taraflı irade beyanı ile ve kendi isteği neticesinde memurluktan ayrılmasına
çekilme denir. Çekilen memur görevinden derhal ayrılamaz. Daha açık bir ifade ile kendi yerine gelecek memuru beklemesi gerekir. Aksi halde devlet memurluğu görevine belirli bir süre veya hayat boyu tekrar alınmaması söz konusu olur.
Devlet memuru bağlı olduğu kuruma yazılı olarak müracaat etmek suretiyle memurluktan
çekilme isteğinde bulunabilir. Mazeretsiz olarak görevin terk edilmesi ve bu terkin kesintisiz on gün devam
etmesi halinde yazılı müracaat şartı aranmaksızın, çekilme isteğinde bulunulmuş sayılır.
Çekilmek isteyen memur yerine atanan kimsenin gelmesine veya çekilme isteğinin kabulüne kadar görevine devam eder. Yerine atanan kimse bir aya kadar gelmediği veya yerine bir vekil atanmadığı takdirde üstüne haber vererek görevini bırakabilir. Olağanüstü mazeretle çekilenler, üstüne haber vermek şartıyla bir ay kaydına tabi değildirler.
2.Çekilmiş (Müstafi) Sayılma
–  Kanun, kadro açığı bulunan memurun eski sınıf ve derecesine eşit bir göreve atanmasına karşın görevine başlamamasını çekilmiş sayılma için yeterli bir neden olarak öngörmüştür.
– Memurun göreve başlaması konusunda belirtildiği şekliyle, başka bir yerdeki göreve atananlardan 15 gün içinde görev yerine hareket ederek, belli yol süresi sonunda yeni görevine başlamayanlar için, 10 günlük bir süre daha verilir. Bu süre içinde zorlayıcı nedenler olmaksızın, göreve başlamayanlar memurluktan çekilmiş sayılır. (Toplam 25 gün)
– Memurun izinsiz ya da kurumlarınca kabul edilen özrü olmaksızın görevine terk etmesi ve terkin aralıksız olarak 10 gün sürmesi durumunda, yazılı olarak başvurma şartı aranmaksızın çekilme isteğinde
bulunduğu varsayılır.
Çekilmiş sayılan memur, 1 yıl geçmedikçe yeniden memur olarak atanamaz.
3.  Koşullarda Eksiklik
Kişinin, memurluğa alınma şartlarından her hangi birini taşımadığının sonradan anlaşılması veya memurlukları sırasında bu şartlardan her hangi birini kaybetmesi halinde memurluk sona erer.
4.  Bağdaşmazlık
Memuriyet, bu meslekle bağdaşmayan bir görevin alınması halinde sona erer.
5.  Ölüm
Memurun ölüm tarihinden itibaren memurluk niteliği sona erer ve kanuni mirasçılarının hakları doğmuş olur.
6.  Emeklilik
Belirli bir yaş haddini veya hizmet yılı süresini dolduran memurların statüsünün sona erdirilmesine emeklilik denir. Emeklilik işlemi bir idarî işlemdir. Emeklilikten sonra bu statü, içindeki işlemler Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yürütülür.
N. MEMURLAR HAKKINDA DİSİPLİN KOVUŞTURMASI (MEMUR YARGILAMASI)
Devlet memurlarının görevleri ile ilgili veya görevleri sırasında işledikleri suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılması ve haklarında dava açılması özel hükümlere tabidir.  Memurların yargılanması 4483 sayılı Memurlar Ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun’la düzenlenmiştir. Bu kanun memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlar hakkında uygulanır. Ancak ağır cezayı gerektiren suçüstü hali genel hükümlere, disipline ilişkin fiiller ise Devlet Memurları Kanunu’na tâbidir.

NOT

Memurların görevleri dışında işledikleri suçlar ise hizmet dışı kusur olarak değerlendirilir ve genel
hükümlere tâbidir.
a.  Soruşturma İzni
Cumhuriyet başsavcıları, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin bir suç işlediklerine dair ihbar, şikâyet, bilgi, belge veya bulguları öğrendiklerinde, durumu soruşturmaya izin vermeye yetkili mercie iletirler ve bu merciden soruşturma izni almalıdırlar.
Suç haberinin alındığı bu aşamada memur hakkında soruşturmaya devam edilebilmesi için yetkili makamın iznine ihtiyaç vardır. Bu izni vermeye yetkili merciler şunlardır:
–      İlçede görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında kaymakam,
–     İlde ve merkez ilçede görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında vali,
–      Bölge düzeyinde teşkilatlanan kurum ve kuruluşlarda görev yapan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında görev yaptıkları ilin valisi,
–      Başbakanlık ve bakanlıkların merkez ve bağlı veya ilgili kuruluşlarında görev yapan diğer memur ve kamu görevlileri hakkında o kuruluşun en üst idarî
–      Bakanlar Kurulu kararı ile veya Başbakanlık ve bakanlıklar ile bağlı kuruluşların merkez teşkilâtında görevli olup, ortak kararla atanan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında ilgili bakan veya Başbakan,
–      Türkiye Büyük Millet Meclisinde görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında Türkiye
Büyük
Millet Meclisi Genel Sekreteri, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreteri ve yardımcıları hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı,
–       Cumhurbaşkanlığında görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında Cumhurbaşkanlığı
Genel Sekreteri, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri hakkında Cumhurbaşkanı,
–      Büyükşehir belediye başkanları, il ve ilçe belediye başkanları; büyükşehir, il ve ilçe belediye meclisi üyeleri ile il genel meclisi üyeleri hakkında İçişleri Bakanı,
–      İlçelerdeki belde belediye başkanları ve belde belediye meclisi üyeleri hakkında kaymakam, merkez ilçelerdeki belde belediye başkanları ve belde belediye meclisi üyeleri hakkında bulundukları ilin valisi,
–      Köy ve mahalle muhtarları ile bu Kanun kapsamına giren diğer memurlar ve kamu görevlileri hakkında ilçelerde kaymakam, merkez ilçede validir.
b.  Ön inceleme 
İzin vermeye yetkili merci, Memurlar Ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun kapsamına giren bir suç işlediğini bizzat veya yukarıda yazılı şekilde öğrendiğinde bir ön inceleme
başlatır.
Ön inceleme, izin vermeye yetkili merci tarafından bizzat yapılabileceği gibi, görevlendireceği bir veya birkaç denetim elemanı veya hakkında inceleme yapılanın üstü konumundaki memur ve kamu görevlilerinden biri veya birkaçı eliyle de yaptırılabilir. İnceleme yapacakların, izin vermeye yetkili merciin bulunduğu kamu kurum veya kuruluşunun içerisinden belirlenmesi esastır. İşin özelliğine göre bu merci, anılan incelemenin başka bir kamu kurum veya kuruluşunun elemanlarıyla yaptırılmasını da ilgili kuruluştan isteyebilir.
Bu isteğin yerine getirilmesi, ilgili kuruluşun takdirine bağlıdır. Yargı mensupları ile yargı kuruluşlarında çalışanlar ve askerler, başka mercilerin ön incelemelerinde görevlendirilemez.
Ön inceleme ile görevlendirilen kişiler birden fazla ise içlerinden biri başkan olarak belirlenir. Ön inceleme ile görevlendirilen kişi veya kişiler, bakanlık müfettişleri ile kendilerini görevlendiren merciin bütün yetkilerini haiz olup, bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununa göre işlem yapabilirler; hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisinin ifadesini de almak
suretiyle yetkileri dahilinde bulunan gerekli bilgi ve belgeleri toplayıp, görüşlerini içeren bir rapor düzenleyerek durumu izin vermeye yetkili mercie sunarlar.
Ön inceleme birden çok kişi tarafından yapılmışsa, farklı görüşler raporda gerekçeleriyle ayrı ayrı belirtilir. Yetkili merci bu rapor üzerine soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine
karar verir. Bu kararlarda gerekçe gösterilmesi zorunludur.
c.  Soruşturma İzni
Yetkili merci, soruşturma izni konusundaki kararını suçun öğrenilmesinden itibaren ön inceleme dahil en geç otuz gün içinde verir. Bu süre, zorunlu hallerde onbeş günü geçmemek üzere bir defa uzatılabilir.
Yetkili merci, belirtilen süreler içinde memur veya diğer kamu görevlisi hakkında soruşturma izni verilmesi veya verilmemesi konusunda karar vermek zorundadır. Soruşturma izni, şikayet, ihbar veya iddia konusu olaylar ile bunlara bağlı olarak ileride soruşturma sırasında ortaya çıkabilecek konuları kapsar.
Soruşturma sırasında izin verilen olay ve konudan tamamen ayrı veya farklı bir suç olarak  nitelendirilebilecek bir fiil ortaya çıktığında, yeniden izin alınması zorunludur. Suçun hukukî
niteliğinin değişmesi, yeniden izin alınmasını gerektirmez.
d.  İtiraz
Yetkili merci, soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine ilişkin kararını Cumhuriyet başsavcılığına, hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisine ve varsa şikâyetçiye bildirir.
Soruşturma izni verilmesine ilişkin karara karşı hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisi; soruşturma izni verilmemesine ilişkin karara karşı ise Cumhuriyet başsavcılığı veya şikayetçi itiraz yoluna gidebilir.
İtiraz süresi, yetkili merciin kararının tebliğinden itibaren on gündür. İtiraza, izin veren makama göre Danıştay İkinci Dairesi veya yetkili merciin yargı çevresinde bulunduğu bölge idare mahkemesi bakar.
İtirazlar, öncelikle incelenir ve en geç üç ay içinde karara bağlanır. Verilen kararlar kesindir. Cumhurbaşkanının soruşturma izni verdiği hallerde karara itiraz edilemez.
e.  Soruşturma Evresi
Soruşturma izninin itiraz edilmeden veya itirazın reddi sonunda kesinleşmesi ya da soruşturma izni verilmemesine ilişkin karara karşı yapılan itirazın kabulü üzerine dosya, derhal yetkili ve görevli Cumhuriyet başsavcılığına gönderilir.
İzin üzerine ilgili Cumhuriyet başsavcılığı, Ceza Muhakemesi Kanunu ve diğer kanunlardaki yetkilerini
kullanmak suretiyle soruşturma yürütür ve sonuçlandırır.
Soruşturma genel hükümlere göre yetkili ve görevli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılır. Ancak;
–      Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreteri, müsteşarlar ve valiler ile ilgili olarak yapılacak olan soruşturma Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı veya Başsavcıvekili,
–     Kaymakamlar ile ilgili soruşturma ise il Cumhuriyet başsavcısı veya başsavcı vekili tarafından yapılır.
Soruşturma evresi sırasında hâkim kararı alınmasını gerektiren hususlarda;
–      Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreteri, müsteşarlar ve valiler için Yargıtayın ilgili ceza dairesine,
–      Kaymakamlar için il aslîye ceza mahkemesine,
–      Diğerleri için ise genel hükümlere göre yetkili ve görevli sulh ceza hâkimine başvurulur.
f.  Yetkili Mahkeme
Davaya bakmaya yetkili ve görevli mahkeme, genel hükümlere göre yetkili ve görevli mahkemedir.
Ancak soruşturma evresi sonucunda ceza davası açıldığında, davaya bakmaya yetkili ve görevli mahkeme; – Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri, TBMM Genel Sekreteri, müsteşarlar ve Bakanlar Kurulu kararı ile atanan memur ve diğer kamu görevlileri ile Büyükşehir belediye başkanları için Yargıtay’ın ilgili ceza dairesi,
–      Ortak kararla veya bakanın onayı ile atanan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile il ve ilçe belediye başkanları, ilçe idare şube başkanları için il ağır ceza mahkemesi,
–      Diğer memurlar ve kamu görevlileri için ise genel hükümlere göre yetkili ve görevli
mahkemedir
.
O. KAMU GÖREVLİLERİ ETİK KURULU
5176 Sayılı Kanun ile, kamu görevlilerinin uymaları gereken saydamlık, tarafsızlık, dürüstlük, hesap
verebilirlik, kamu yararını gözetme gibi etik davranış ilkeleri belirlemek ve uygulamayı gözetmek üzere Kamu Görevlileri Etik Kurulu kurulmuştur.
Bu Kanun, genel bütçeye dahil daireler, katma bütçeli idareler, kamu iktisadi teşebbüsleri, döner sermayeli kuruluşlar, mahalli idareler ve bunların birlikleri, kamu tüzel kişiliğini haiz olarak kurul, üst kurul, kurum, enstitü, teşebbüs, teşekkül, fon ve sair adlarla kurulmuş olan bütün kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan; yönetim ve denetim kurulu ile kurul, üst kurul başkan ve üyeleri dahil tüm personeli kapsar.
Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Bakanlar Kurulu üyeleri, Türk Silahlı Kuvvetleri, yargı mensupları ve üniversiteler hakkında bu Kanun hükümleri uygulanmaz.

DİKKAT

Kamu Görevlileri Etik Kurulu’nun üyelerini Bakanlar Kurulu seçer.
P. MAL BİLDİRİM ZORUNLULUĞU
a) Her tür seçimle iş başına gelen kamu görevlileri ve dışarıdan atanan Bakanlar Kurulu üyeleri, (Muhtarlar ve ihtiyar heyeti üyeleri hariç) 
b) Noterler,
c) Türk Hava Kurumunun genel yönetim ve merkez denetleme kurulu üyeleri ile genel merkez teşkilatında ve Türk Kuşu Genel Müdürlüğünde, Türkiye Kızılay Derneğinin merkez kurullarında ve Genel Müdürlük
teşkilatında görev alanlar ve bunların şube başkanları,
d)Genel ve katma bütçeli daireler, il özel idareleri, belediyeler ve bunlara bağlı kuruluş veya alt kuruluşlarda, kamu iktisadi teşebbüsleri (İktisadi devlet teşekkülleri ve kamu iktisadi kuruluşları) ile bunlara bağlı müessese, bağlı ortaklık ve işletmelerde, özel kanunlarla veya özel kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan ve kamu hizmeti gören kurum ve kuruluşlar ile bunların alt kuruluşlarında veya komisyonlarında aylık, ücret ve ödenek almak suretiyle kamu hizmeti gören memurları, işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri ile yönetim ve denetim kurulu üyeleri,
e) Siyasi parti genel başkanları, vakıfların idare organlarında görev alanlar, kooperatiflerin ve birliklerinin başkanları, yönetim kurulu üyeleri ve genel müdürleri, yeminli mali müşavirler, kamu yararına sayılan dernek yönetici ve deneticileri,
f) Gazete sahibi gerçek kişiler ile, gazete sahibi şirketlerin yönetim ve denetim kurulu üyeleri, sorumlu müdürleri, başyazarları ve fıkra yazarları, mal bildiriminde bulunmak zorundadırlar.
Bildirimin zamanı :
a)  Bu Kanun kapsamındaki göreve atanmada, göreve giriş için gerekli belgelerle,
b)  Bakanlar Kurulu üyeliğine atanmalarda, atamayı izleyen bir ay içinde,
c)  Seçimle gelinen görevlerde seçimin kesinleşmesi tarihini izleyen iki ay içinde,
d)  Mal varlığında önemli bir değişiklik olduğunda bir ay içinde,
e)  Yönetim ve denetim kurulu üyelikleri ile komisyon üyeliklerine seçim ve atamalarda göreve başlama
tarihini izleyen bir ay içinde,
f)   Görevin sona ermesi halinde, ayrılma tarihini izleyen bir ay içinde,
g)  Gazete sahibi gerçek kişiler ile, gazete sahibi şirketlerin yönetim ve denetim kurulu üyeleri faaliyete geçme tarihini, sorumlu müdürleri, başyazarları ve fıkra yazarları bu işe veya görevlerine başlama tarihini izleyen bir ay içinde, verilmesi zorunludur.
(a) Bendinde yazılı bildirim verilmedikçe göreve atama yapılamaz.
Bildirimin yenilenmesi:
Görevlerine devam edenler, sonu (0) ve (5) ile biten yılların en geç şubat ayı sonuna kadar bildirimlerini yenilerler. Yeni bildirimler yetkili merci tarafından daha önceki bildirimler ile karşılaştırılırlar.
Bildirimlerin verileceği merciler :
a)  Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Bakanlar Kurulu Üyeleri için Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı,
b)  Kamu kurum ve kuruluşlarında görevli personel için özlük işleriyle ilgili sicil ve belge raporlarının bulunduğu makam veya merci,
c)   Kurum, teşebbüs, teşekkül ve kuruluşların Genel Müdürleri, yönetim ve denetim kurulu için ilgili Bakanlık,
d)  Yüksek mahkemelerin daire başkan ve üyeleri için mahkemenin başkanı,
e)  Noterler için Adalet Bakanlığı,
f)   Diğer kurum ve kuruluşların memur ve hizmetlileri için atamaya yetkili makam veya merci,
g)  Türk Hava Kurumu ile Türkiye Kızılay Derneğinde görev alanlar için kurum ve dernek genel başkanlığı,
h)  Görevlerinden ayrılanlar için bu görevlerinde iken, bildirimlerini vermeleri gereken makam
veya merci,
j)   Siyasi parti genel başkanları için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı,
k)  Kooperatifler ve birliklerin başkanları, yönetim kurulu üyeleri ve genel müdürleri için
kooperatiflerin ve birliklerin denetimlerinin yapıldığı kuruluşlar,
l)   Yeminli mali müşavirler için Maliye ve Gümrük Bakanlığı,
m) Türk Hava Kurumunun, Türkiye Kızılay Derneğinin ve Kamu yararına sayılan derneklerin genel yönetim ve merkez denetleme kurulu üyeleri için İçişleri Bakanlığı, bunların şube başkanları için bulundukları İl
Valilikleri,
n)  İl Genel Meclisi Üyeleri için Valiler, Belediye Meclis Üyeleri için Belediye Başkanları, Belediye Başkanları için İçişleri Bakanlığı,
o)  Mal bildirimi verecek son merciler için, kendi kuruluşlarının özlük işleri ile ilgili makam veya merci,
p)  Gazete sahibi gerçek kişiler ile, gazete sahibi şirketlerin yönetim ve denetim kurulu üyeleri, sorumlu müdürleri, başyazarları ve fıkra yazarları bulundukları yer en büyük mülki amirliği,
r) Vakıfların idare organlarında görev alanlar için Vakıflar Genel Müdürlüğü, görevleri sebebiyle birden fazla mal bildiriminde bulunması gerekenler asli görevlerinden dolayı bir tek mal bildiriminde bulunurlar.