Vergi Hukuku

Verginin niteliği, borcun doğması ve ortadan kalkması ile ilgili maddi şekil ve hukuk kurallarının tamamına vergi hukuku denir. Devletin kamuya istinaden elde ettiği vergileri bunların yanı sıra resim, harçları cebre dayalı kamu gelirlerini kapsamaktadır. Kamu hukukunun bir koludur. Vergilendirme işlemleri yapılırken devletin egemenliğinden kaynaklı otoritesi kullanılır. Anayasa, idari, ceza, yargılama ve takip hukukları ile ilişki halindedir.  Anayasa hukuku ile ilişki boyutunun ne kadar çok olduğu, özellikle 1982 anayasasındaki birçoğunun vergiler ile doğrudan alakalı olmasına bakılarak anlaşılabilir. Vergi yargısı idari yargı bünyesinde yer alır. Bu nedenle vergi uyuşmazlıklarında dikkate alınacak hükümler İdari yargı usulü kanununda düzenlenmiştir. Birden çok devletin vergi yetkisi çatışmış ise ilgili devletlerin uluslararası hukuk ilkeleri baz alınır.

Genel Vergi Hukuku Neleri Kapsar?

Vergi borcu ve vergi ilişkisinin tamamını, niteliği, vergi borcunun doğması ve sona ermesini, vergilendirmede çıkan uyuşmazlıklar ve çözümlerini kapsamaktadır. Özel vergi hukuku ise konularına göre ayrı ayrı vergileri ve bunları düzenleyen yasaları inceler. Maddi ya da şekli olarak ta ayrı ayrı ele alınmaktadır. Anayasa, Kanun, Kararname, Yürütmenin düzenleyeceği işlemler ve birleştirme kararları bu hukuk türünün bağlayıcı yani Asli kaynaklardır. Yargı kararları, Genelgeler, İzah ve görüşler ile Maliye Bakanlığının çıkarmış olduğu tebliğler ise Tali Kaynaklardır.Vergide kıyas yolu yoktur. Vergilerin yasallığı ilkesi önemlidir.

Vergilendirme Yetkisi Kimlerdedir?

Vergilendirme yetkisi devlete aittir. Devletin kamu gelirleri içinde sadece vergi koyma yetkisi olduğu gibi kamunun giderlerini karşılamak için gerçek ya da tüzel kişilere mali yükümlülük ekleyebilir. Vergi hukukuna göre vergilendirmede genellik ilkesi vardır. Herkes mali gücüne göre vergi ödemelidir. Devlet vergilendirme işini yaparken kişilerin hak ve özgürlük hüviyetlerini sınırlandırma hakkına sahiptir. Gerçek ya da tüzel kişilere herhangi bir vergi borcunun doğması için ön koşul vergi yasası hükmü olmasıdır. Somut anlamda vergiyi doğuran olay ile borç başlar. Süreç ise dört aşamada tamamlanır; Tarh- Tebliğ- Tahakkuk ve Tahsil. Tarh vergi daireleri tarafından borcun hesaplanması ve maddi karşılığının belirlenmesidir. Tebliğ; Vergi mükellefine vergi borcu hakkında yazılı olarak bildirimde bulunulmasıdır. Tahakkuk ise belirlenen ve tebliğ edilen vergi borcunun ödenmesi gereken duruma gelmesidir. Tahsil; mevcut vergi borcunun tahsil edilmesi anlamına gelir.

Vergi Borcunun Ödenmesi İçin Tanınan Süreler:

Vergilerin yasallığı ilkesine binaen sürelerin tamamı yasal olarak belirlenir. İdare tarafından belirlenmiş olan sürelere idari süreler, vergi yargısı organları tarafından belirlenmiş sürelere de yargısal süreler denilmektedir. Vergi hukukuna göre zamanaşımı, vergi idarelerinin vergiyi tahakkuk ya da tahsil etme yetkisini ortadan kaldırır. Vergi Usul Kanununa göre bir takım bildirimlerde bulunmak zorunludur. Şöyle ki; İşe başlamanın bildirilmesi, adres değişikliği, iş değişikliği, iş bırakma durumlarının vergi idarelerine bildirilmesi zorunludur. Bildirimler yazılı olarak yapılmalıdır. İş başlangıcı dışındaki bildirimler için değişiklik yapıldıktan sonra bir ay süre tanınmaktadır.Vergiler muhakkak yasalarda belirtilen sürelerde ödenmelidir. Bu konuda yükümlünün iradesi değil devlet yasaları dikkate alınır. Vergi borcunun vade tarihi aynı zamanda son ödeme tarihidir. Bu tarihten önce ödeme yapılabilir. Vadesi geçmiş vergi borçları faize tabidir. Gecikme zammı uygulanmaktadır.Ödenmeyen vergi borçları icra yoluyla tahsil edilmektedir. Borca istinaden ödeme emri yollanır. Vergi borcu ödemeleri bağlı bulunulan vergi dairelerine direkt ya da internet üzerinden yapılabilir. Vergi borcu bazı durumlarda sona erer. Ölüm; mükellefin ölümü ile birlikte vergi borcu silinir. Af; Devlet bazı zamanlarda vergi affı getirmektedir. Bu durumda vergi borcu silinir.