Roma Hukuku Çıkmış Sınav Soruları 7 (olay)

OLAY I.

30 yaşında olan sui iuris Bayan A, köle pazarına gitmekte olan arkadaşının babası B’ye para vererek kendisi için de ev işlerinden anlayan bir köle satın almasını rica etmiş, B de parayı almış ve iyi bir köle satın alacağını söylemiştir.
B pazarda, köle satıcısı K’dan kendisi ve A için birer köle satın alarak he ikisi için de ayrı ayrı mancipatio yapmıştır.
SORULAR: (Klâsik Hukuk Dönemine göre cevaplandırınız).
1.               A ile B arasında hangi hukukî ilişki (ya da ilişkiler) kurulmuştur, neden? Bu hukukî ilişkinin/ilişkilerin genel özellikleri de açıklayarak (ya da tanımlayarak) cevaplandırınız. (8 puan)
A ile B arasında temsil yetkisini de içeren bir vekâlet sözleşmesi kurulmuştur. Roma
Hukukunda vekâlet sözleşmesi vekilin, müvekkil tarafından kendisine tevdi edilen işleri ücretsiz olarak yapma ve sonuçlarını devretme borcu altına girdiği eksik iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme idi. Sözleşme olduğu için karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanıyla kurulur. Bu olayda A, B’ye köle satın alma görevi vermiş, B de bu görevi kabul etmiştir. Bu işin karşılığında bir ücret de ödenmeyeceği için vekâlet sözleşmesi kurulmuştur. (5 puan)
Vekâlet sözleşmesi ile birlikte bir de temsil yetkisi verilmiştir. Temsil, bir kimsenin başka birisi için hukuki işlem yapmasıdır. Temsil yetkisi varması gerekli tek taraflı bir irade beyanıyla verilir. Kabul şart değildir. (3 puan)
2.               Bu satın alma işlemi A açısından geçerli midir, neden? (5 puan)
A sui iuris olmakla birlikte kadındır. Roma Hukukunda kadınlar sui iuris olsalar bile fiil ehliyetleri kısıtlı idi. Bu nedenle borçlandırıcı işlemleri kendi başlarına yapamıyorlar ancak vasilerinin izni ile borç altına girebiliyorlardı. Bu olayda A bir satım sözleşmesi yani borçlandırıcı işlem yapmıştır. A’nın vasisinin olup olmadığı olaydan anlaşılmamaktadır. Ancak olsa bile vasinin izninin olmadığı anlaşılıyor. Bu nedenle A, böyle bir işlemi kendi başına yapamayacağı gibi temsilci eliyle de yapamaz. (5 puan)
3.               B’nin A adına yaptığı satım sözleşmesinin geçerli olduğunu farz edersek, Mancipatio işleminin sonucunda kölenin mülkiyeti Bayan A’ya geçmiş olur mu? Geçmemişse, A’nın malik olabilmesi için ne yapmak gerekir, neden? (7 puan)
Roma’da doğrudan temsil bilinmiyordu. Dolaylı temsil vardı. Bu nedenle temsilcinin yaptığı işlemin sonuçları doğrudan doğruya temsil olunana geçmiyordu. Önce temsilcinin üzerinde doğuyor sonra ikinci bir işlemle temsil olunana devrediliyordu. Bu nedenle yapılan mancipatio işlemi ile A malik olmaz. Satım sözleşmesi ve mancipatio işlemi geçerli ise mülkiyet temsilci olarak hareket eden B’ye geçer. Daha sonra B ikinci bir mancipatio (veya in iure cessio) yaparak mülkiyeti A’ya devreder. (7 puan)
4.               K köleleri teslim ettikten sonra B’nin satış bedeli olarak ödediği paranın bir kısmının sahte olduğunu anlamıştır. Bu durumda nasıl bir hukukî durum ortaya çıkar? Roma Hukukunda böyle bir durumda K’ya hangi haklar (imkânlar) tanınmıştır? Bu hakların nasıl kullanılacağını ve her birinin üç özelliğinibirkaç cümle ile açıklayınız. (15 puan)
Böyle bir durumda hilenin varlığında söz edilir. Çünkü hile bir kimsenin zihninde yanlış kanaatler oluşturarak, gerçek durumu bilseydi yapmayacağı bir işlemi yapmasını sağlamaktır. Somut olayda da K’nın zihninde, paraların gerçek olduğu yönünde yanlış bir kanaat oluşturulmuştur. (3 puan)
Hile halinde Roma Hukukunda hileye maruz kalana üç imkân tanınmıştı.
Bunlardan birincisi hile davası idi (1 puan). Actio doli bir ceza davası idi (1 puan). Bu dava ile hileye maruz kalan kişi karşı taraftan ödediği bedelin iadesini ve uğradığı zararın tazminini isteyebilirdi (1 puan). Davanın sonucunda, mahkûm olan kişinin şerefsizliğine hükmedilirdi(1 puan)..
İkincisi eski halin iadesi idi (1 puan). Bu yola, hileye maruz kalan kişi borcunu ifa etmişse müracaat edilebilirdi(1 puan). Bunun için praetor’a müracaat edilirdi (1 puan). Eski halin iadesi ile işlem hiç yapılmamış gibi kabul edilir ve praetor taraflara aldıklarını iade etmelerini emrederek sözleşme yapılmadan önceki durumun yeniden tesis edilmesini sağlardı(1 puan).
Üçüncüsü hile def’i idi (1 puan). Hileyi maruz kalan kişi borcunu ödemeden evvel aleyhine bir dava açılmışsa bu def’iyi ileri sürebilirdi(1 puan). Def’îyi ileri süren kişi borçlu olduğunu kabul etmekle birlikte işlemin hileli olduğunu, bu yüzden ödemek zorunda olmadığını iddia ederdi(1 puan). Şayet iddiasını ispat edebilirse mahkûm olmaktan kurtulurdu(1 puan).
OLAY II
A, bahçesine bir su kanalı yaptırmak istemektedir. Bu iş için B ile anlaşmıştır.
Anlaşmaya göre B su kanalını açacak bunun karşılığında ise iş bitiminde A tarafından 100 As ödenecektir.
B işin yapımını üstlenmiş ancak bu işi yapmak için gerekli olan kazma, kürek, el arabası gibi malzemelerinin olmadığını söyleyerek bunları A’dan istemiştir. Bunun üzerine A, sadece el arabasını verebileceğini, kazma ve küreğinin olmadığını, onları kendisinin temin etmesi gerektiğini, el arabasını da hasarsız olarak geri istediğini söylemiştir.
Tarafların anlaşması üzerine B el arabasını istemiş ancak A, arabayı C’ye verdiğini, gidip ondan almasını söylemiştir. Ertesi gün B el arabasını C’den teslim almıştır.
B bir hafta uğraşarak su kanalını açmış, ancak teslim edeceği gün şiddetli bir yağmur yağmış ve kanal çökmüş, B’nin bir haftalık emeği boşa gitmiştir.
SORULAR: (Klâsik Hukuk Dönemine göre cevaplandırınız).
1. A ile B arasında hangi sözleşme (ya da sözleşmeler) kurulmuştur, neden? Kurulduğunu düşündüğünüz sözleşme (ya da sözleşmelerin) en az üç unsurunu (ya da özelliğini) zikrederek açıklayınız. (8 puan)
A ile B arasında önce eser daha sonra ariyet (kullanım ödüncü) sözleşmesi kurulmuştur.
Eser sözleşmesi müteahhidin, kararlaştırılan ücret karşılığında, bir eser imal etmeyi diğer tarafın (iş sahibinin) da ücret ödemeyi borçlandığı bir sözleşmedir (1 puan). Şu halde sözleşmenin birinci unsuru bir eser imalidir. Bu sözleşme ile müteahhit (B) bir sonuç ortaya çıkarmayı taahhüt eder (1 puan). Ücret, eser sözleşmesinin zorunlu olan ikinci unsurudur (1 puan). Nihayet tarafların bu unsurlar üzerinde anlaşmış olmaları gerekir (1 puan). Olayda da B ücret karşılığında bir sonuç ortaya çıkarmayı taahhüt etmiştir. Bu nedenle taraflar arasında eser sözleşmesi yapılmıştır.
El arabasının verilmesini konu alan sözleşme ise ariyet sözleşmesidir. Ariyet sözleşmesinin bir malın kullanımının ücretsiz olarak ariyet alana bırakıldığı bir sözleşmedir (1 puan). Bu durumda ilk olarak ariyete konu olan taşınır ya da taşınmaz bir mal olmalıdır (1 puan). İkinci olarak bu malın kullanılması ücretsiz olarak ariyet alana bırakılmalıdır. Ücret kararlaştırılırsa kira olur (1 puan). Son olarak da taraflar bu unsurlar üzerinde anlaşmalı ve mal teslim edilmelidir. Çünkü ariyet sözleşmesi ayni (real) akitlerdendir. Mal teslim edilmeden akit kurulmaz (1 puan).
2.               Bu sözleşme (ya da sözleşmeler) ne zaman kurulmuştur, neden? (4 puan)
Eser sözleşmesi rızai sözleşmelerden olduğu için tarafların anlaşmış olmaları yeterliydi. Herhangi bir şekle bağlı değildi. Bu nedenle taraflar sözlü olarak anlaştıkları anda sözleşme kurulmuş olur( 2 puan).
Ariyet ise ayni akitlerden olduğu için anlaşma yetmez, malın teslimi gerekirdi. Bu olayda sözleşme, B’nin el arabasını C’den teslim aldığı anda kurulmuş olur. (2 puan)
3.               El arabasının B’ye teslim edilmesiyle arabanın mülkiyeti ve/veya zilyetliği B’ye geçer mi, neden? (5 puan)
Hayır geçmez. Ariyet sözleşmesinde ariyet alan malik olamaz. Bugünkü hukukumuzda zilyet olmakla birlikte Roma Hukukunda zilyet dahi olamıyordu. Sadece detentor (vazülyet) idi.
4.               Su kanalının çökmesinden kaynaklanan hasar kime aittir? B kararlaştırılan ücreti talep edebilir mi? (5 puan).
Roma Hukukunda klâsik dönemde eserin bir mücbir sebep sonucu telef olması halinde hasar müteahhide aitti. Müteahhit yaptığı işin parasını alamıyor, aldığı parayı ise iade etmek zorunda kalıyordu. Ancak iş sahibinin arazisindeki bozukluk sebebiyle böyle bir hasar meydana gelmişse hasara iş sahibi katlanıyordu. Bu olayda arazideki bozukluktan söz edilmediğine göre hasar müteahhide aittir.
5.               B el arabasını A’nın haberi olmadan kendi evinin inşaatında taş taşımak için kullansa ve bu esnada araba kırılsa nasıl bir hukukî durum ortaya çıkar? A B’den hangi dava (ya da davalar) ile neleri talep edebilir? (10 puan)
Ariyet alan aldığı şeyi sözleşmeye ve o şeyin kullanım amacına uygun olarak kullanmak zorundadır. Roma Hukukunda sözleşmeye veya kullanım amacına aykırı olarak kullanacak olursa sorumlu olurdu. Bu durumda ariyet veren, ariyet alana karşı actio commodati directa davasını açarak malın bedelini talep edebilirdi. Ayrıca böyle bir kullanım Roma Hukukunda kullanma hırsızlığı (furtum usus) olarak kabul ediliyor ve hırsızlıktan doğan ceza davası (actio furti) açılabiliyordu. Fakat kullanma hırsızlığından söz edebilmek için ariyet alanın aldığı şeyi malikin rızası hilafına kullandığının bilincinde olması gerekiyordu.
6.               B el arabasını teslim alırken kırık olduğunu görse ve tamir ettirse tamir parasını A’dan isteyebilir mi? Bu mümkünse hangi dava ile ister? (3 puan)
Ariyet alan, ariyete konu olan şeye yaptığı zorunlu giderleri isteyebilir. Tamir de bir zorunlu giderdir (1 puan). Açılacak dava actio commodati contraria’dır (2 puan).
METİN SORULARI
Metin sorularının cevapları kitapta olduğu için ayrıca açıklanmamıştır.
I. Roma Hukukunda kabul edilen sorumluluk ölçüleri hakkında bilgi vererek özellikle hafif ihmalin tespitinde başvurulan soyut ölçü (culpa in abstracto) ve somut ölçü (culpa in concreto)’yü kısaca açıklayınız. Kusursuz sorumluluktan kusur sorumluluğuna nasıl geçildiğini, custodia ve omnis culpa sorumluluklarını da açıklayarak anlatınız. (15 puan)
II.               Borcu sona erdiren hallerden beş tanesini yazarak kısaca her birini açıklayınız. (15 puan)