I. SENDİKALAR…
1. TEMEL TANIMLAR VE KAVRAMLAR
Sendika:
İşçilerin veya işverenlerin çalışma ilişkilerinde, ortak ekonomik ve sosyal hak ve çıkarlarını korumak ve geliştirmek için en az yedi işçi veya işverenin bir araya gelerek bir işkolunda faaliyette bulunmak üzere oluşturdukları tüzel
kişiliğe sahip kuruluşlar olarak kanunda tanımlanmaktadır.
İlgili Anayasa hükmü md. 51: Çalışanlar ve işverenler, üyelerinin çalışma ilişkilerinde, ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için önceden izin almaksızın sendikalar ve üst kuruluşlar kurma, bunlara
serbestçe üye olma ve üyelikten serbestçe çekilme haklarına sahiptir. Hiç kimse bir sendikaya üye olmaya ya da üyelikten ayrılmaya zorlanamaz.
“Ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek” ibaresi bizi dolaylı olarak Anayasa md. 53’teki toplu iş sözleşmesi maddesine yönlendirmelidir. Buna göre işçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler. Her ne kadar md. 51’de söylemese de, sendikanın amacını gerçekleştirme biçimi toplu iş sözleşmesi yapmak şeklinde ortaya çıkar.
Üyelerin menfaatini korumak, üyelerinin lehine olan bir toplu iş sözleşmesi yapma ile yerine getirilir.
2. SENDİKALARIN UNSURLARI VE ÖZELLİKLERİ
a. Ortak amaç:
Ortak amaç, üyelerinin çalışma ilişkilerinde, ortak ekonomik ve sosyal hak ve çıkarlarını korumak ve geliştirmek olarak karşımıza çıkar.
b. Özgürce kurulabilme: Dünyada 3 sistem vardır; bunlar 1) izin sistemi (devletten izin alınıyor, takdir yetkisi fazladır), 2) normatif sistem (bu sistemde sendika tüzüğünün kanuna uygunluğu için devlet denetim yapar ve buna göre izin verir, izin konusu daha dar olup bu izinde devletin takdir yetkisi pek yoktur); 3) özgür kuruluş sistemi: bu sistemde sendikalar devletten bağımsız olarak özgürce kurulurlar.
Türkiye’deki sistem bu 3. sistem olan özgür kuruluş sistemine yakındır. Sendikal faaliyet ve sınırları kanunda gösterilmekle birlikte sendikalar herhangi bir izin alınmaksızın kurulurlar. Yani serbesttir. Özgür kurulma sisteminin bir sonucu da sendika çokluğu ilkesi olarak karşımıza çıkar. Buna göre bir aynı iş kolunda faaliyette bulunmak üzere birden çok sendika kurulabilir. Bu husus beraberinde birden çok sendikanın birleştiği federasyonları getirmektedir.
c. Bağımsızlık:
Sendikaların 3. unsuru – özelliği ise bağımsız olmalarıdır. Bu husus en çok şu noktalarda somutlaşır:
İşçiler ve işçi kuruluşları işveren kuruluşlarına, işveren kuruluşları da işçi kuruluşlarına üye olamaz; gerek
doğrudan doğruya, gerek temsilcileri veya mensupları veya araya koyacakları diğer kimseler aracılığıyla biri diğerinin kurulmasına, yönetim ve faaliyetine müdahalede bulunamaz. 6356 sayılı yasa 26/6 İşçi kuruluşları, işverenler ve bu Kanun ve diğer kanunlara göre kurulan işveren kuruluşlarından; işveren kuruluşları da işçilerden ve bu Kanun ve diğer kanunlara göre kurulu işçi kuruluşlarından yardım ve bağış alamaz. 28/3
Kuruluşlar; kamu kurum ve kuruluşları, siyasi partiler, esnaf ve küçük sanatkâr kuruluşları ile kamu
kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarından yardım ve bağış alamaz. 28/2
Kuruluşlar siyasi partilerin ad, amblem, rumuz veya işaretlerini kullanamaz. 26/7
d. Özel hukuk tüzel kişiliğine sahip olma:
e. Sendikaların yönetiminde demokratik ilkelere uygunluk ilkesi: Anayasa 51/son uyarınca “Sendika
ve üst kuruluşlarının tüzükleri, yönetim ve işleyişleri, Cumhuriyetin temel niteliklerine ve demokrasi esaslarına aykırı olamaz.” Ayrıca 6356 sayılı kanun m. 10/son’a göre sendikalarda delege seçiminin usul ve esasları kuruluşun
tüzüğü ile belirlenir. Ancak tüzüklere delege seçilebilmeyi engelleyici hükümler konulamaz. Son olarak 6356 sayılı kanun m. 13/2’ye göre delegelerin veya üyelerin genel kurula katılmaları ve oy kullanmaları engellenemez.
Bunun yaptırımı m. 31’dedir. Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerine ve demokratik esaslara aykırı faaliyetlerde bulunan kuruluş, merkezlerinin bulunduğu yer Cumhuriyet Başsavcısının talebi üzerine mahkeme kararı ile kapatılır. Aykırı davranış bireysel olarak yöneticiler tarafından gerçekleştirildiği takdirde, mahkemece sadece o yöneticilerin görevine son verilmesine karar verilir.
3. SENDİKA ÖZGÜRLÜĞÜ
Bireysel sendika özgürlüğü ve kollektif sendika özgürlüğü olarak ikiye ayrılır.
Bireysel sendika özgürlüğü ise kendi içinde olumlu ve olumsuz sendika özgürlüğü olarak ikiye ayrılır. Olumlu sendika özgürlüğü şudur: sendika kurmak + kurulmuş sendikaya üye olmak. Olumsuz sendika özgürlüğü ise şudur: bir sendikadan ayrılmak veyahut sendikaya hiç girmemektir. Yine kanunda, işçinin bir işyerine alınması; belli bir sendikaya üye olması şartına bağlı kılınamaz denilerek olumsuz sendika özgürlüğü koruma altına alınmıştır.
Kollektif sendika özgürlüğü ise; sendikaların devlete karşı korunması, bağımsız olmasıdır. Bunun ilk ayağı, sendikaların devletten izin alınma koşulu olmadan kurulabilmesidir. İkinci ayak ise, devletin veya başka bir kurumun-kuruluşun sendikal faaliyete müdahale etmemesi; sendikaların özgürce faaliyet göstermesidir.
Yabancıların durumu: yasada Türk vatandaşı şartı olmadığına göre yabancılar da üye olabilir yönetici seçilebilir.
6356 sayılı yasa, temel olarak işçi ve işverenlerin sendikal ilişkilerini düzenlemektedir. Kamu görevlilerinin sendikal hakları ise 4668 sayılı kamu görevlileri sendikaları ve toplu sözleşme kanununda düzenlenmektedir. m. 14 uyarınca Sendikalara üye olmak serbesttir. Kamu görevlileri çalıştıkları işyerinin girdiği hizmet kolunda kurulu bir sendikaya üye olabilirler.
Madde 15 – Bu Kanuna göre kurulan sendikalara;
a) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı İdari Teşkilatı, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği ile Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğinde çalışan kamu görevlileri,
b) Yüksek yargı organlarının başkan ve üyeleri, hâkimler, savcılar ve bu meslekten sayılanlar,
c) Bu Kanun kapsamında bulunan kurum ve kuruluşların müsteşarları, başkanları, genel müdürleri, daire başkanları ve bunların yardımcıları, yönetim kurulu üyeleri, merkez teşkilâtlarının denetim birimleri yöneticileri ve kurul başkanları, hukuk müşavirleri, bölge, il ve ilçe teşkilâtlarının en üst amirleri ile bunlara eşit veya daha üst düzeyde olan kamu görevlileri, (…)
(2) belediye başkanları ve yardımcıları,
d) Yükseköğretim Kurulu Başkan ve üyeleri ile Yükseköğretim Denetleme Kurulu Başkan ve üyeleri, üniversite ve yüksek teknoloji enstitüsü rektörleri, fakülte dekanları, enstitü ve yüksek okulların müdürleri ile bunların yardımcıları,
e) Mülkî idare amirleri,
f) Silahlı Kuvvetler mensupları,
g) Millî Savunma Bakanlığı ile Türk Silahlı Kuvvetleri kadrolarında (Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı dahil) askeri memurlar (eskiden sivil de yazıyordu ama sivil memurları AYM iptal etti, sivil memurlar artık sendika kurabilir ve üye olabilirler),
h) Millî İstihbarat Teşkilâtı mensupları,
ı) Bu Kanun kapsamında bulunan kurum ve kuruluşların merkezi denetim elemanları,
j) Emniyet hizmetleri sınıfı ve emniyet teşkilâtında çalışan diğer hizmet sınıflarına dahil personel (…) (2) ,
k) Ceza infaz kurumlarında çalışan kamu görevlileri,
Üye olamazlar ve sendika kuramazlar.
4. İŞKOLUNA VEYA MESLEĞE GÖRE SENDİKALAŞMA İLKESİ
Dünyada işçi ve işveren sendikaları, mesleğe göre veya işkoluna göre kurulur. Meslek ilkesi uyarınca yalnızca aynı meslekten olan kişiler; örneğin garsonlar, tornacılar, sıvacılar, mühendisler birleşerek meslek sendikalarını kurar veya bunlara uye olurlar. Buna göre farklı meslekten olanlar aynı sendikada bir araya gelemeyeceklerdir.
İşkoluna göre sendikalaşmada ise; yapılan işler; belli gruplara ayrılmakta ve her gruba bir işkolu adı verikmektedir. Bu işkolunda faaliyet gösteren işçiler, mesleklerine bakılmaksızın o spesifik iş koluna ait sendikaları kurabilir ve
onlara üye olabilirler. Örneğin işkolu maden ise; elinde kazma olan işçi de, maden mühendisi de, oradaki kamyonun şoförü de aynı işkolunda sayılır ve aynı işkolundaki sendikaya üye olurlar.
Almanya iş koluna göre sendikalaşmaya örnektir. İsviçre ve İngiltere’de mesleğe göre sendika. Türkiye işkoluna göre sendikalaşma ilkesini benimsemiştir. Bu nereden çıkıyor: ilk sayfada sendika tanımını verirken bunu yazdık. “Sendikalar, işçilerin veya işverenlerin çalışma ilişkilerinde, ortak ekonomik ve sosyal hak ve çıkarlarını korumak ve geliştirmek için en az yedi işçi veya işverenin bir araya gelerek bir işkolunda faaliyette bulunmak üzere oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar olarak kanunda tanımlanmaktadır.”
6356 sayılı kanuna ekli cetvelde 20 işkolu belirlenmiştir. (Eskiden 28 tane işkolu vardı eski kanunda)
Bir işyerinde yürütülen asıl işe yardımcı işler de, asıl işin girdiği işkolundan sayılır. Ayrıca hangi işin hangi işkoluna girdiği; çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığının çıkardığı yönetmelikle belirlenmekte; zaman zaman değiştirilmektedir. Buna işkolları yönetmeliği denir. 6356 sayılı kanun m. 5 uyarınca Bir işyerinin girdiği işkolunun tespiti Bakanlıkça yapılır. Bakanlık, tespit ile ilgili kararını Resmî Gazete’de yayımlar. Bu tespite karşı ilgililer, kararın yayımından itibaren on beş gün içinde dava açabilir. Mahkeme iki ay içinde kararını verir. Kararın temyiz edilmesi hâlinde Yargıtay uyuşmazlığı iki ay içinde kesin olarak karara bağlar.
İşkolu değişikliği, bir işyerinde yürürlükte olan toplu iş sözleşmesine etki etmez yenilerine etki eder.
Birden çok sendikaya üyelik meselesi: Sendikaya üye olmak serbesttir. Hiç kimse sendikaya üye olmaya veya olmamaya zorlanamaz. İşçi veya işverenler aynı işkolunda ve aynı zamanda birden çok sendikaya üye olamaz. Ancak aynı işkolunda ve aynı zamanda farklı işverenlere ait işyerlerinde çalışan işçiler birden çok sendikaya üye olabilir. İşçi ve işverenlerin bu hükme aykırı şekilde birden çok sendikaya üye olmaları hâlinde sonraki üyelikler geçersizdir.
5. SENDİKACILIĞIN TARİHİ
Tarihte ilk işçi eylemi, Mısır’da m.ö 2000 civarında tuğla işinde daha iyi iş koşulları için yapılmış; sonra 1240 yılında Mısır’da piramit inşaası sırasında işçiler grev yapmış. Romalılar’da m. ö. 500 civarında halk sınıfı çalışıp vergi ödemekte, soylular da bundan geçinmekte idi bu yüzden bu halk sınıfı Romayı terk edip protesto yapmıştır.
Buraya kadarı gereksiz bilgiydi; gerçek sendikacılık ise ortaçağda lonca adlı mesleki teşkilatlar ve de özellikle sanayi devrimiyle 19. yüzyıldaki işçi kuruluşları yoluyla olmuştur. Bence sendikacılık tarihini 19. yüzyıldan başlatmak doğru
olur. Keza bu dönem 16 saat çalışıyordu işçiler; özellikle 1840larda sokak savaşı yaparak hak elde etmişlerdir, maaşlarını ve çalışma koşullarını iyileştirmişlerdir.
Osmanlıda ilk sendikanın örneği 1871 yılında kurulan Ameleperver Cemiyetidir. Türkiye Cumhuriyetinde ise baştan itibaren bir çok sendikal faaliyet görülmüştür. Sendikacılığın arttığı dönem 1947-1980 arası özelliklede 1960-1970 arasıdır. Bu durum dünyadaki işçi hareketlerine paralel ve normaldir. 1980 sonrasında ise işçi hareketleri ve dolayısıyla sendikalar ve sendikacılık ülkemizde düşüş göstermiştir.
II. SENDİKA VE KONFEDERASYONLARIN KURULUŞU
1. KURUCULUK KOŞULLARI
a. İşçi sendikası kuruculuğu
aa. İşçi niteliğine sahip olmak
bb. Tam fiil ehliyetine sahip olmak; yani ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan (18 yaşını doldurmuş kişi)
cc. Belirli suçlardan hüküm giymemiş olmak: Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen zamanaşımı süreleri geçmiş olsa bile; zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama ve kaçakçılık suçlarından birinden mahkûmiyeti bulunanlar sendika kurucusu olamaz. Burada yasa güvenilir kişilerin sendika kurucusu olmasını istemiştir. Bu suçları da güvenilirliğe aykırı görmüştür.
dd. En az yedi kişinin bir araya gelmesi
ee. Sendikanın kurulacağı iş kolunda fiilen çalışıyor olmak
b. İşveren sendikası kuruculuğu
Yukarıda işçiler için sayılan aynı koşullar geçerli olmakla birlikte işveren bazen tüzel kişi olabildiği için ayrı başlıkta incelemek istedim. Örneğin Akbank A.Ş. işveren olursa ne olacak sorusunu yanıtlamak için. İşveren sendikasının
kurucusu tüzel kişi olacak ise kişi için aranan şartlar, tüzel kişiyi-şirketi temsil eden gerçek kişiler için de söz konusu olacaktır.
c. Konfederasyon kuruculuğu
Konfederasyonların kuruluşu için DEĞİŞİK İŞ KOLLARINDAN EN AZ 5 SENDİKANIN varlığı aranmaktadır.
2. SENDİKA VE KONFEDERASYON KURULUŞUNDA YÖNTEM/USUL/PROSEDÜR
a. Tüzük hazırlamak: Kuruluş için ilk yapılması gereken, tüzük hazırlamaktır. Tüzük; sendika veya konfederasyonun iç örgütünü ve çalışmasını düzenler. 6356 sayılı kanun m. 8’de tüzükte yer alması gereken zorunlu hususlar düzenlenmiştir. Kuruluşun merkezi, kurucuların bilgisi, işkolu, organların nasıl oluşacağı, toplantı usulü, karar usulü, toplantı ve karar yeter sayıları vs. gibi hususların tüzükte yazılması gerekmektedir.
b. Tüzüğün sendika veya konfederasyonun merkezinin bulunacağı ilin valiliğine verilmesi:
Sendikalar ve konfederasyonlar; kuruluşa ilişkin bir dilekçenin arkasına tüzüğün eklenerek valiliğe teslim edilmesi ile birlikte kurulmuş sayılır. Tüzel kişilik kazanır.
c. İlan: Vali, tüzük ve kurucuların listesini 15 gün içinde bakanlığa gönderir. Bakanlık da sendika adını merkezini ve tüzüğünü 15 gün içinde bakanlığın resmi internet sitesinde ilan eder.
3. SENDİKANIN ORGANLARI
Sendikaların ve şubelerin kurucuları ve yöneticilerinin; kendileri eşleri ve velayetleri altında bulunan çocuklarına ait mal bildiriminde bulunma zorunluluğu vardır. Bu husus 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele Yasasına göre yapılmak zorundadır. Eski sendikalar kanununda bu yükümlülüğe aykırı davranış sonucu sendika yöneticiliğinin sona ermesi yaptırımı öngörülmüştü. Yeni yasa olan 6356 sayılı yasada ise böyle bir yaptırım düzenlenmemiştir. Böylelikle mal beyanında bulunulmasa bile bir negatif sonuç yoktur…
a. Genel Kurul: Genel kurul, işçi ve işveren kuruluşlarının en üst karar ve denetim organıdır. Sendika ve konfederasyonun ilk genel kurulu, tüzel kişiliğin kazanılmasından başlayarak; şubelerin ilk genel kurulu ise kuruluş
tarihinden itibaren altı ay içinde yapılır. Sendikalarda olağan genel kurulun yapılış tarihi ise en geç dört yılda bir olmak üzere tüzükle belirlenen aralıklarla yapılır.
Genel kurulda üyeler veyahut üyeleri temsilen delegeler olur. Bu husus tüzükle belirlenmektedir. Ancak eğer delege katılımı yoluyla genel kurul yapılıyorsa (çok üyesi olan sendikada böyle olur); m. 10 uyarınca tüzüklere, delege seçilmeyi engelleyici hükümler konulamayacaktır. Ayrıca delegelerin veya üyelerin genel kurula katılması veya oy kullanmasının engellenemeyeceği de m. 13’te düzenlenmiştir.
Genel kurul en üst organ olup görevleri arasında; diğer organların seçilmesi, tüzük değişikliği, yönetim ve denetleme kurullarının aklanması ve bütçenin kabulü, taşınmaz alınması veya satılması için yönetim kuruluna yetki verilmesi, şube açma kapama, diğer organların üyelerinin maddi haklarının belirlenmesi vs. gibi görevler bulunmaktadır. m. 14 uyarınca; Genel kurulda yönetim kurulu, denetleme kurulu ve disiplin kuruluna üye seçimi ile delege seçimi, yargı gözetimi altında serbest, eşit, gizli oy, açık sayım ve döküm esasına ve tüzük hükümlerine göre yapılır.
Seçim yapılacak genel kurul toplantılarından en az on beş gün önce genel kurula katılacak üye veya delegeleri belirleyen listeler, toplantının gündemi, yeri, günü, saati ve çoğunluk olmadığı takdirde yapılacak ikinci toplantıya ilişkin hususları belirten bir yazı ile birlikte yetkili seçim kurulu başkanlığına verilir. Hakim listeyi onaylar ise bu liste; genel kuruldan en az 7 gün önce olmak üzere; en az 3 gün asılı kalmak üzere merkezde ve de şubelerde ilan edilir. İlan süresi içinde ilgili seçim kuruluna yapılan itirazlar en geç 2 gün içinde sonuçlandırılır.
Ayrıca yönetim kurulu, denetleme kurulu ve disiplin kurulu üyeleri kendiliğinden delege sıfatına sahip olurlar ve genel kurula bu sıfatlarıyla katılırlar.
Genel kurula ve seçimlere / yine itirazlara ilişkin bundan çok fazla hüküm var kanunda ama bunlar konumuz dışı.
b. Yönetim Kurulu: Yönetim kurulu, kuruluşu yasaların ve kuruluş tüzüğünün verdiği yetki çerçevesinde yönetmek ve temsil etmekle görevli ve yetkilidir.
c. Denetleme Kurulu: Denetleme kurulu, yönetim kurulunun genel kurul kararlarına ve tüzüğe uygun biçimde faaliyette bulunup bulunmadığını denetlemekle görevli ve yetkili organdır.
d. Disiplin Kurulu: Disiplin kurulu; sendika veya konfederasyonun tüzüğüne, amaç ve ilkelerine aykırı davrandığı ileri sürülen üyeler hakkında araştırma yapmak, üyelikten çıkarma dışındaki disiplin cezalarını vermek ve sonucunu da, genel kurula ve ilgililere bildirmekle görevli ve yetkili organdır.
Yönetim / Denetleme / Disiplin Kuruluna ilişkin kanundaki ortak hükümler
Genel kurul dışında kalanların üye sayıları üçten az dokuzdan fazla; konfederasyonların yönetim kurullarının üye sayıları beşten az yirmi ikiden fazla ve şubelerin genel kurul dışındaki kurullarının üye sayıları üçten az beşten fazla olamaz. Genel kurul dışındaki organlara asıl üye sayısı kadar yedek üye seçilir.
Kuruluşların genel kurul dışındaki organlarına seçilebilmek için 6 ncı maddede aranan şartlara sahip olmak gerekir. Bu şartlara sahip olmayan birinin seçildiğini tespit eden valiliğin veya Bakanlığın başvurusu üzerine mahkeme, bu kişinin görevine son verir. Mahkemenin kararı kesindir.
Genel kurul dışındaki organlara seçilenlerin 6 ncı maddede sayılan suçlardan biri ile mahkûm olmaları hâlinde görevleri kendiliğinden sona erer.
Kuruluş ve şube yönetim, denetleme ve disiplin kurulu üyelerinin görevleri, milletvekili veya belediye başkanı seçilmeleri hâlinde kendiliğinden son bulur.
Tüzükte daha yüksek bir yeter sayı öngörülmemişse, genel kurul dışında kalan organlar için; toplantı yeter sayısı kurul üye sayısının salt çoğunluğu, karar yeter sayısı toplantıya katılanların salt çoğunluğudur.
III. SENDİKA ÜYELİĞİ
1. GENEL BİR KAÇ BİLGİ
Öncelikle 6356 sayılı kanunun 2. Maddesine göre; işveren adına bir işyerinin veya işletmenin bütününü yönetenler (yani işveren vekilleri) bu kanun bakımından işveren sayılacaktır. Yani bunlar ancak gidip işveren sendikasına üye olurlar. İşçi sendikasına üye olamazlar.
Ayrıca ne demiştik; bizde işkoluna göre sendikalaşma var demiştik. Bu sebepten; bir işyerindeki işçiler, yardımcı işte çalışsalar bile, ancak o işyerinin bağlı olduğu işkolunda kurulu bir sendikaya üye olabilirler. Örneğin maden şirketindeki çaycı bile Maden-İş Sendikasına üye olacak.
2. SENDİKA ÜYELİĞİNİN KAZANILMASI
On beş yaşını dolduran ve bu Kanun hükümlerine göre işçi sayılanlar, işçi sendikalarına üye olabilir. Sendika kuruculuğu için tam fiil ehliyeti gerekirken; üyelik için bu aranmamış 15 yaşını doldurmak yeterli sayılmıştır.
Sendikaya üyelik, Bakanlıkça sağlanacak elektronik başvuru sistemine e-Devlet kapısı üzerinden üyelik başvurusunda bulunulması ve sendika tüzüğünde belirlenen yetkili organın kabulü ile e-Devlet kapısı üzerinden kazanılır. Üyelik başvurusu, sendika tarafından otuz gün içinde reddedilmediği takdirde üyelik talebi kabul edilmiş sayılır. Haklı bir neden gösterilmeden üyelik başvurusu kabul edilmeyenler, bu kararın kendilerine tebliğinden itibaren otuz gün içinde dava açabilir. Mahkemenin kararı kesindir. Mahkemenin davacı lehine karar vermesi hâlinde üyelik, red kararının alındığı tarihte kazanılmış sayılır.
3. ÜYELİKTEN DOĞAN HAKLAR VE BORÇLAR
a. Üyelik Hakları
aa. Sendikanın faaliyetlerinden ve tesislerinden yararlanma hakkı
bb. Sendikanın faaliyet ve yönetimine katılma hakkı
cc. Üyenin korunmasına ilişkin haklar (aslında üyeyi sendikaya karşı koruyan haktır) : Kuruluşlar, faaliyetlerinden yararlanmada üyeleri arasında eşitlik ilkesi ve ayrımcılık yasaklarına uymakla yükümlüdür. Kuruluşlar, faaliyetlerinde toplumsal cinsiyet eşitliğini gözetir. Kuruluşların kendi faaliyetleri ile üyelerine sağladıkları hak ve çıkarların üyesi olmayanlara uygulanması, bu Kanunun yedinci ila on ikinci bölümlerinde yer alan hükümler
saklı kalmak kaydıyla yazılı onaylarına bağlıdır. Bunlar 26. Maddeden çıkıyor.
b. Üyelik Borçları
aa. Aidat (ödenti=hocanın kelimesi) ödeme borcu: Sendikanın varlığını koruyabilmesi ve faaliyetlerini sürdürebilmesi için parasal kaynak gerekir. Bu da üyelerden ödenti alınarak karşılanır. 6356 sayılı kanun 18. Madde uyarınca; Üyelik aidatının miktarı kuruluşların tüzüklerinde belirtilen usul ve esaslara göre genel kurul tarafından belirlenir. Üyelik ve dayanışma aidatları, yetkili işçi sendikasının işverene yazılı başvurusu üzerine, işçinin ücretinden kesilmek suretiyle ilgili sendikaya ödenir. Buna kaynakta kesme sistemi deniyor (check off sistemi). Buna göre ödenmesi gereken aidatı kesmeyen veya kesmesine rağmen bir ay içinde ilgili işçi sendikasına ödemeyen işveren, bildirim şartı aranmaksızın aidat miktarını bankalarca işletme kredilerine uygulanan en yüksek faiziyle birlikte ödemekle yükümlüdür.
bb. Sendika düzenine uyma borcu: Sendika üyeleri; sendika tüzüğü ve yetkili organların aldığı kararlara uymak zorundadır. Sendikanın faaliyetlerini sağlıklı yapabilmesinin koşulu budur. Aksi durumda disiplin cezası verilir.
4. SENDİKA ÜYELİĞİNİN DEVAMI VE ASKIYA ALINMASI (19.Maddede yazıyor bunlar)
İşçi kuruluşu ve şubelerinin organlarında görev almak üyeliği sona erdirmez. İşçi sendikası üyesinin bir yılı geçmemek üzere işsiz kalması üyeliğini etkilemez. Herhangi bir askeri ödev nedeniyle silah altına alınan üyenin üyelik ilişkisi bu süre içinde askıda kalır.
Sosyal Güvenlik Kurumundan yaşlılık veya malullük aylığı ya da toptan ödeme alarak işten ayrılan işçilerin sendika üyeliği sona erer. Ancak çalışmaya devam edenler ile kuruluş ve şubelerinin yönetim, denetleme ve disiplin
kurullarındaki görevleri sırasında yaşlılık veya malullük aylığı ya da toptan ödeme alanların üyeliği, görevleri süresince ve yeniden seçildikleri sürece devam eder.
5. SENDİKA ÜYELİĞİNİN SONA ERMESİ
Her üye, e-Devlet kapısı üzerinden çekilme bildiriminde bulunmak suretiyle üyelikten çekilebilir. EDevlet kapısı üzerinden yapılan çekilme bildirimi elektronik ortamda eş zamanlı olarak Bakanlığa ve sendikaya ulaşır. Çekilme,
sendikaya bildirim tarihinden itibaren bir ay sonra geçerlilik kazanır.
Çekilenin bir aylık süre içinde başka bir sendikaya üye olması hâlinde yeni üyelik bu sürenin bitimi tarihinde kazanılmış sayılır.
Sendika üyeliğinden çıkarılma kararı genel kurulca verilir. Karar, e-Devlet kapısı üzerinden Bakanlığa elektronik ortamda bildirilir ve çıkarılana yazı ile tebliğ edilir. Çıkarılma kararına karşı üye, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde mahkemeye itiraz edebilir. Mahkeme iki ay içinde kesin olarak karar verir. Üyelik, çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar devam eder. İşveren veya işveren vekili sıfatını kaybedenlerin sendika ve üst kuruluşlardaki
üyelikleri ve görevleri, bu sıfatı kaybettikleri tarihte kendiliğinden sona erer.
İşkolunu değiştirenin sendika üyeliği kendiliğinden sona erer.
6. ÜST KURULUŞLARA ÜYELİK (KONFEDERASYONA)
Üst kuruluş üyeliğine başvuru genel kurul kararına bağlıdır. Üst kuruluş üyeliği, tüzükte belirlenen yetkili organın kabulüyle kazanılır. Aynı zamanda birden fazla üst kuruluşa üye olunamaz. Aksi hâlde sonraki üyelikler geçersizdir. Üst kuruluş üyeliğinden çekilme de genel kurul kararına bağlıdır. Çekilme, üst kuruluşa bildirim tarihinden itibaren bir ay sonra geçerlilik kazanır.
7. ULUSLARARASI KURULUŞLARA ÜYELİK
Kuruluşlar tüzüklerinde gösterilen amaçlarını gerçekleştirmek üzere uluslararası işçi ve işveren kuruluşlarının kurucusu olabilir, bu kuruluşlara serbestçe üye olabilir ve üyelikten çekilebilir, iş birliğinde bulunabilir, üye ve temsilci gönderebilir veya kabul edebilir ve dış temsilcilik açabilir. (Başka şeyler de var ama baya gereksiz konu)
IV. SENDİKAL GÜVENCELER
1. SENDİKA YÖNETİCİLİĞİNİN GÜVENCESİ
İşçi kuruluşunda yönetici olduğu için çalıştığı işyerinden ayrılan işçinin iş sözleşmesi askıda kalır. Yönetici dilerse işten ayrıldığı tarihte iş sözleşmesini bildirim süresine uymaksızın veya sözleşme süresinin bitimini beklemeksizin fesheder ve kıdem tazminatına hak kazanır. Yönetici, yöneticilik süresi içerisinde iş sözleşmesini feshederse kıdem tazminatı fesih tarihindeki emsal ücret üzerinden hesaplanır.
İş sözleşmesi askıya alınan yönetici; sendikanın tüzel kişiliğinin sona ermesi, seçime girmemek, yeniden seçilmemek veya kendi isteği ile çekilmek suretiyle görevinin sona ermesi hâlinde, sona erme tarihinden itibaren bir ay içinde
ayrıldığı işyerinde işe başlatılmak üzere işverene başvurabilir. İşveren, talep tarihinden itibaren bir ay içinde bu kişileri o andaki şartlarla eski işlerine veya eski işlerine uygun bir diğer işe başlatmak zorundadır. Bu kişiler süresi
içinde işe başlatılmadığı takdirde, iş sözleşmeleri işverence feshedilmiş sayılır.
Yönetici = sendika, konfederasyon veya şubenin yönetim kurulu üyeleri.
Bunlar profesyonel sendika yöneticisidir. Yani bunlar; sendikayı yönetmek için işlerinden ayrılır sadece sendika işiyle uğraşırlar. Bunların dışında; bulunduğu işi bırakmayıp sendika yönetenlere amatör sendika yöneticisi denir.
Amatör sendika yöneticileri, sadece İŞYERİ SENDİKA TEMSİLCİSİNİN GÜVENCESİNE SAHİPTİR.
2. İŞYERİ SENDİKA TEMSİLCİLİĞİNİN GÜVENCESİ
İşveren, işyeri sendika temsilcilerinin iş sözleşmelerini haklı bir neden olmadıkça ve nedenini yazılı olarak açık ve kesin şekilde belirtmedikçe feshedemez. Fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde, temsilci veya üyesi bulunduğu sendika dava açabilir. Dava basit yargılama usulüne göre sonuçlandırılır. Mahkemece verilen kararın temyizi hâlinde Yargıtay kesin olarak karar verir.
Temsilcinin işe iadesine karar verilirse fesih geçersiz sayılarak temsilcilik süresini aşmamak kaydıyla fesih tarihi ile kararın kesinleşme tarihi arasındaki ücret ve diğer hakları ödenir. Kararın kesinleşmesinden itibaren altı iş günü içinde temsilcinin işe başvurması şartıyla, altı iş günü içinde işe başlatılmaması hâlinde, iş ilişkisinin devam ettiği kabul edilerek ücreti ve diğer hakları temsilcilik süresince ödenmeye devam edilir. Bu hüküm yeniden temsilciliğe
atanma hâlinde de uygulanır.
İşveren, yazılı rızası olmadıkça işyeri sendika temsilcisinin işyerini değiştiremez veya işinde esaslı tarzda değişiklik yapamaz. Aksi hâlde değişiklik geçersiz sayılır.
İşyeri Sendika Temsilcisi Nasıl Olunur? İşyeri sendika temsilciliğine seçimle gelinir. Kanunda çok ezber sayılar var önemli değil. Demokratik ilkelere göre seçim yapılarak belirleniyor ve bu kişinin kimliği işverene bildiriliyor.
İşyeri sendika temsilcileri ve baş temsilcisi; işyeri ile sınırlı olmak kaydı ile işçilerin dileklerini dinlemek ve şikâyetlerini çözümlemek, işçi ve işveren arasındaki iş birliğini, çalışma barışını ve uyumunu sağlamak, işçilerin hak ve çıkarlarını gözetmek ve iş kanunları ile toplu iş sözleşmelerinde öngörülen çalışma şartlarının uygulanmasına yardımcı olmakla görevlidir.
3. SENDİKA ÖZGÜRLÜĞÜNÜN GÜVENCESİ
İşçilerin işe alınmaları; belli bir sendikaya girmeleri veya girmemeleri, belli bir sendikadaki üyeliği sürdürmeleri veya üyelikten çekilmeleri veya herhangi bir sendikaya üye olmaları veya olmamaları şartına bağlı tutulamaz.
İşveren, bir sendikaya üye olan işçilerle sendika üyesi olmayan işçiler veya ayrı sendikalara üye olan işçiler arasında, çalışma şartları veya çalıştırmaya son verilmesi bakımından herhangi bir ayrım yapamaz. Ücret, ikramiye, prim ve
paraya ilişkin sosyal yardım konularında toplu iş sözleşmesi hükümleri saklıdır.
İşçiler, sendikaya üye olmaları veya olmamaları, iş saatleri dışında veya işverenin izni ile iş saatleri içinde işçi kuruluşlarının faaliyetlerine katılmaları veya sendikal faaliyette bulunmalarından dolayı işten çıkarılamaz veya farklı işleme tabi tutulamaz.
İşverenin fesih dışında yukarıdaki fıkralara aykırı hareket etmesi hâlinde işçinin bir yıllık ücret tutarından az olmamak üzere sendikal tazminata hükmedilir.
V. SENDİKALARIN FAALİYETLERİ
1. İZİN VERİLEN FAALİYETLER
6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun 26. Maddesine göre sendikalar, tüzüklerinde yer alan konularda serbestçe faaliyette bulunur denilerek sendikaların İLKE OLARAK serbest olması kabul edilmiştir. Yine 26/3’e göre bu kuruluşlar, faaliyetlerinden yararlanmada üyeleri arasında eşitlik ilkesi ve ayrımcılık yasaklarına uymakla yükümlüdür. Kuruluşlar, faaliyetlerinde toplumsal cinsiyet eşitliğini gözetir. Bunlar sayılmış sonra
bazı özel düzenlemelere yer verilmiştir.
a. Sendikaların Çalışma Yaşamına İlişkin Faaliyetleri: madde 26/2 uyarınca kuruluşlar, çalışma hayatından, mevzuattan, örf ve adetten doğan uyuşmazlıklarda işçi ve işverenleri temsilen; sendikalar, yazılı başvuruları üzerine iş sözleşmesinden ve çalışma ilişkisinden doğan hakları ile sosyal güvenlik haklarında üyelerini ve mirasçılarını temsilen dava açmak ve bu nedenle açılmış davada davayı takip yetkisine sahiptir. Yargılama sürecinde üyeliğin sona ermesi üyenin yazılı onay vermesi kaydıyla bu yetkiyi etkilemez. Yani A sendikasına üye Ali adlı işçi işverenle sorun yaşarsa, A sendikası Ali’yi temsilen dava açabiliyor. Davayı takip ediyor. Adam öldü mirasçıları yazılı buşvuru yaparsa sendika yine dava açıp takip yapabiliyor. Dava sırasında sendika üyeliği sona erdi ise; işçi yazılı onay verirse sendika yine devam
edebiliyor. KANUNDA TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ YAPMAK, GREV VE LOKAVTA KARAR VERMEK VE
GREV VE LOKAVTI İDARE ETMEK DEMİYOR ANCAK BUNLAR, ZATEN SENDİKAYI SENDİKA YAPAN
EN TEMEL VE KARAKTERİSTİK FAALİYETLER. BU YÜZDEN HER HALÜKARDA SENDİKA BUNLARI
YAPABİLİYOR KANUNDA YAZMAMIŞ OLSA DA.
b. Sendikaların Sosyal Faaliyetleri:
26/9’a göre Kuruluşlar elde ettikleri gelirleri üyeleri ve mensupları arasında dağıtamaz. Ancak sendikaların grev ve lokavt süresince tüzüklerine göre üyelerine yapacakları yardımlar ile kuruluşların eğitim amaçlı yardımları bu hükmün dışındadır.
·
26/10’a göre (bu hüküm yeni eklendi o yüzden önemli) İşveren sendikaları, tüzüklerinde hüküm bulunmak ve şartları genel kurul kararıyla belirlenmek kaydıyla, işçilerin sigorta primlerinin işveren payının ödemelerinde kullanılmak ve nakit mevcudunun yüzde yirmi beşini aşmamak üzere karşılıksız yardıma dayalı
dayanışma ve yardım fonu oluşturabilir. İŞVEREN SENDİKALARI DEMİŞ DİKKAT!
·
28/7’ye göre Kuruluşlar; yönetim kurulu kararıyla ve nakit mevcudunun yüzde onunu aşmamak kaydıyla yurt içi ve yurt dışındaki doğal afet bölgelerine doğrudan veya yetkili makamlar aracılığıyla konut, eğitim ve sağlık tesisleri kurulması amacıyla kamu kurum ve kuruluşlarına ayni ve nakdî yardımda bulunabilir.
·
c. Sendikaların Ekonomik Faaliyetleri: 6356 sayılı kanun herhangi bir şey söylememiştir. Ancak 26/8’de “Kuruluşlar ticaretle uğraşamaz. Ancak, kuruluşlar genel kurul kararıyla nakit mevcudunun yüzde kırkından fazla olmamak kaydıyla sanayi ve ticaret kuruluşlarına yatırımda bulunabilir.” denilmiştir.
2. KANUNLA YASAKLANAN FAALİYETLER
a. Temel Yasak:
Anayasa’daki AYya, cumhuriyete, bölünmez bütünlüğe vs vs. karşı faaliyet olamaz muhabbeti.
b. Siyasi Faaliyet Yasağı: Kuruluşlar siyasi partilerin ad, amblem, rumuz veya işaretlerini kullanamaz.
c. Ticari Faaliyet Yasağı: 5 satır yukarıda sendikaların ekonomik faaliyetleri kısmı tekrar okuyun madde 26/8’i.
d. Diğer Yasaklar: Dernekler kanunu m. 30’daki yasak burada da geçerli. DK m. 30 içerik gereksiz.
Bilmeyin.
VI. SENDİKA VE KONFEDERASYONLARIN FAALİYETLERİNİN DURMASI VE SONA ERMESİ
7. maddeye göre; Tüzüğün veya bu maddede sayılan belgelerin içerdikleri bilgilerin kanuna aykırılığının tespit edilmesi ya da kanundaki kuruluş şartlarının sağlanmadığının anlaşılması hâlinde VALİLİK; kanuna aykırılık veya eksikliklerin BİR AY içinde giderilmesini ister. Bu süre içinde kanuna aykırılığın veya eksikliğin giderilmemesi hâlinde, Bakanlığın veya ilgili valiliğin başvurusu üzerine mahkeme, gerekli gördüğü takdirde kurucuları da dinleyerek üç iş günü içinde kuruluşun faaliyetinin durdurulmasına karar verebilir. Mahkeme kanuna aykırılığın veya eksikliğin giderilmesi için altmış günü aşmayan bir süre verir.
Tüzük ve belgelerin kanuna uygun hâle getirilmesi üzerine mahkeme durdurma kararını kaldırır. Verilen süre sonunda tüzük ve belgelerin kanuna uygun hâle getirilmemesi hâlinde ise mahkeme kuruluşun kapatılmasına
karar verir.
MADDE 31 – (1) Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerine ve demokratik esaslara aykırı faaliyetlerde bulunan kuruluş, merkezlerinin bulunduğu yer Cumhuriyet Başsavcısının talebi üzerine mahkeme kararı ile kapatılır. Aykırı davranış bireysel olarak yöneticiler tarafından gerçekleştirildiği takdirde, mahkemece sadece o yöneticilerin görevine son verilmesine karar verilir.
(2) 1. Fıkra uyarınca açılan davada mahkeme, yargılama süresince talep üzerine veya resen kuruluşun
faaliyetlerinin durdurulmasına ve yöneticilerinin geçici olarak görevden alınmasına karar verebilir.
VII. TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ (GENEL OLARAK)
1. TANIMI
6356 sayılı kanunun 2. maddesinde toplu iş sözleşmesi (TİS) “İş sözleşmesinin yapılması, içeriği ve sona ermesine ilişkin hususları düzenlemek üzere işçi sendikası ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren arasında yapılan sözleşme” olarak tanımlanmıştır.
MADDE 33’e göre ise: (1) Toplu iş sözleşmesi, iş sözleşmesinin yapılması, içeriği ve sona ermesine ilişkin hükümleri içerir. (2) Toplu iş sözleşmesi, tarafların karşılıklı hak ve borçları ile sözleşmenin uygulanması ve denetimini ve
uyuşmazlıkların çözümü için başvurulacak yolları düzenleyen hükümleri de içerebilir.
Çerçeve sözleşme: Madde 2’ye göre “Ekonomik ve Sosyal Konseyde temsil edilen işçi ve işveren konfederasyonlarına üye işçi ve işveren sendikaları arasında işkolu düzeyinde yapılan sözleşmeyi ifade eder.”
Ekonomik ve sosyal konsey ise başbakanlık bünyesinde oluşturulmuş; hükümetten bazı bakanlar, müsteşarlar, çeşitli işçi ve işveren sendikaları konfederasyonları (genelde büyük olanlar) vs.den oluşuyor. Çerçeve sözleşme, sözleşmenin tarafı olan işçi ve işveren sendikasının üyeleri hakkında uygulanır ve meslekî eğitim, iş sağlığı ve güvenliği, sosyal sorumluluk ve istihdam politikalarına ilişkin düzenlemeleri içerebilir. Çerçeve sözleşme, taraflardan
birinin çağrısı ve karşı tarafın çağrıya olumlu cevap vermesi ile en az bir, en çok üç yıl için yapılır. (Yani zorunlu bir şey değil)
2. TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİNİN MUHTEVASI
a. Toplu İş Sözleşmesinin Düzenleyici (Normatif) Kısmı: 33. maddenin 1. fıkrasında yer alan iş
sözleşmesinin yapılması, içeriği ve sona ermesine ilişkin hükümlere normative kısım denir. Toplu iş sözleşmesinin zorunlu unsurudur. Sözleşmenin yapılmasına ilişkin hükümlere asıl sözleşme yapılmadan önceki deneme süresi veyahut sözleşmenin şekli (yazılı-resmi şekil) veyahut iş sözleşmesi yapma zorunluluğu-yapmama zorunluluğu gibi haller düzenlenmesi örnektir. İçeriğe ilişkin hükümler ise ücret, prim, ikramiye, izin
süreleri, çalışma süreleri gibi hususlar girer. Sona ermeyi düzenlemeden ise; feshi ihbar sürelerini artırabilmek gelsin aklınıza. İş hukukunda bazı yerlerde diyorduk; TİS ile bundan daha güzel haklar verilebilir diye işte o kısımlar hep normatif kısımdadır.
b. Toplu İş Sözleşmesinin Borçlar Hukukuna İlişkin Kısmı: 33. Madde 2. Fıkradaki hüküm: “Toplu iş sözleşmesi, tarafların karşılıklı hak ve borçları ile sözleşmenin uygulanması ve denetimini ve uyuşmazlıkların çözümü için başvurulacak yolları düzenleyen hükümleri de içerebilir. Kitap diyor ki burası borçlar hukukuna ilişkin kısmıymış. Bunu bu kadar bilin, bana da saçma geliyor ama soru gelirse temiz puan alın hiç değilse.
AYDINLATMA KUTUCUĞU
Kitaplarda kötü anlatıyor, o yüzden bu kısmı kendi dilimle anlatıyorum. Şu ana kadar
toplu iş sözleşmesi hakkında 1 sayfa konuştuk ancak pratikte ne olduğu ile ilgili kafada ampul yakacak bir şey söylemedik hep kitabi bilgileri söyledik.
Toplu iş sözleşmesi şudur: İşçi sendikası ile işveren sendikası veya sendikası yoksa işverenin kendisiyle yapılan; işverenin, o sendika üyesi işçileri işe alırken işçiyle yapacağı iş sözleşmesinin içereceği en önemli hükümleri belirleyen bir
sözleşmedir. O sendika üyesi işçi ile yapılacak sözleşmede toplu iş sözleşmesinin koyduğu kurallara göre hüküm konulur. O sendikaya üye işçinin iş sözleşmesinde, sendikasının yaptığı toplu iş sözleşmesine aykırı hüküm olamaz.
Örneğin toplu iş sözleşmesinde haftada 25 saat diyor. Toplu iş sözleşmesini yapan
sendikanın üyesi Ali ile Veli var. Ali’nin iş sözleşmesinde diyor ki Ali 5 gün çalışacak Cumartesi Pazar tatil yapacak. Veli’nin sözleşmesinde diyor ki Veli Pazartesi Salı tatil yapar diğer günlerde çalışır. Veya Ali’nin iş sözleşmesinde Ali sabahları çalışacak yazar, Veli’ninkinde Veli akşam
çalışacak yazar. Yani ortada 25 saat kuralını koymuş toplu iş sözleşmesi var, buna uygun bir iş sözleşmesi yapacaksın.
Ancak toplu iş sözleşmesinde akşam çalışmak yasak ise, o toplu iş sözleşmesinin
tarafı olan sendika üyesi işçinin iş sözleşmesine akşam çalışması yazamazsın.
Veyahut toplu iş sözleşmesinde, milli maçlardan sonraki günler tatil yazabilir. Böyle bir durumda o sendika üyesi her işçinin sözleşmesinde bunu yazacaksınız.
Buradan anlamanızı istediğim şu: her halükarda 2 adet iş sözleşmesi var; birisi X sendikasının yaptığı toplu iş sözleşmesi, diğeri ise X sendikası üyesi işçinin işverenle yaptığı kendi bireysel iş sözleşmesi. İşçi kendi sözleşmesine göre çalışacak, ancak kendi iş sözleşmesi de toplu iş
sözleşmesine aykırı olamayacak. Olay budur.
|
|
3. TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİNİN DÜZEYİ (TÜRÜ – ÇEŞİTLERİ) (b-c-d’den biri banko sınav sorusudur)
a. Aynı Dönem İçin Tek Sözleşme İlkesi (aslında bu bir ilke değil bence): 6356 sayılı kanunda, aynı işyerinde işverenle aynı dönem için, birden fazla sendikanın ayrı ayrı toplu iş sözleşmesi yapamayacağına ilişkin veyahut birden fazla sendikanın ayrı ayrı yaptıkları sözleşmelerin uygulanamayacağına ilişkin açık bir yasal sınırlama yok. Ancak ileride göreceğimiz toplu iş sözleşmesini yapma yetkisinin elde edilmesine ilişkin yetki kurallarına bakarsak; bir yerinde aynı anda birden fazla sendikanın toplu iş sözleşmesi yapmasının pek olanaklı olmadığını söyleyebiliriz. Çünkü genel kuralımız; (BUNU DUYUN AMA YÜZDE OLAYINI HEMEN UNUTUN) işyerindeki işçilerin %51’i o sendikanın üyesi olmalıdır sendikanın yetkili olabilmesi için. Bu yüzden 2 ayrı toplu iş sözleşmesi olanaksızdır.
Ancak bunun istisnaları falan var, yetki meselesi işlenince onu da anlarsınız zaten.
b. İşyeri Toplu İş Sözleşmesi: İşyeri esasına dayalı olan toplu iş sözleşmesidir. Yani bildiğimiz düz iş sözleşmesi. SADECE BİR İŞVERENİN SADECE BİR İŞYERİNDEKİ İŞÇİLER İÇİN, İŞÇİ SENDİKASI İLE YAPILAN TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİDİR.
c. İşletme Toplu İş Sözleşmesi: 6356 sayılı kanun 34. madde 2. fıkraya göre “Bir gerçek ve tüzel kişiye veya bir kamu kurum ve kuruluşuna ait aynı işkolunda birden çok işyerinin bulunduğu işyerlerinde, toplu iş sözleşmesi ancak işletme düzeyinde yapılabilir.” Daha basit dille anlatayım: Bir işverenin aynı iş koluna ait birden fazla işyeri bulunuyorsa – örneğin adamın 5 tane iplik fabrikası varsa –; artık bu işyerlerinin hepsi birden bütünlük oluşturan tek bir işletme kabul edilir ve bu durumda TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ YALNIZCA İŞLETME DÜZEYİNDE YAPILABİLİR. A fabrikası için ayrı B için ayrı C için ayrı TİS yapılamaz. İŞTE BU ŞEKİLDE YAPILAN TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİNE İŞLETME TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ DİYORUZ.
İşletme toplu iş sözleşmesi yapılacak işyerlerinin aranılan niteliğe sahip olup olmadıklarına ilişkin uyuşmazlıklar, işletme merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemede on beş gün içinde karara bağlanır. Kararın temyizi hâlinde Yargıtay on beş gün içinde kesin olarak karar verir.
Sınav için çok zor ama: Madde 38’i okuyun, zordur, detaydır ama çok zor bir sınavda sorulabilir bir sorudur.
d. Grup Toplu İş Sözleşmesi: Grup toplu iş sözleşmesi, tarafların anlaşması üzerine bir işçi sendikası ile bir işveren sendikası arasında, birden çok üye işverene ait aynı işkolundaki işyerleri ve işletmeleri kapsamak üzere yapılan toplu iş sözleşmesidir. İşçi sendikası ile işveren sendikası arasında ancak birden çok işveren için yapılır.