Borçlar Genel Ezber Notları

İFAYI YAPACAK KİŞİ:
TBK m. 83e göre borcun bizzat borçlu tarafından ifasında alacaklının yararı bulunmadıkça, borçlu borcunu şahsen ifa etmekle yükümlü değildir.
ÜÇÜNCÜ ŞAHSIN İFASI:
Üçüncü şahıs tarafından ifası mümkün olan borçlarda alacaklı, 3. Şahıs tarafından yapılan ifayı kabule mecburdur. Reddederse, alacaklı temerrüdüne düşer. Borçlu karşı çıksa bile alacaklı, 3. Kişi tarafından yapılan ödemeyi
kabul edebilir.
HALEFİYET Bazı hallerde 3. Kişinin yaptığı ifa, borcun sona ermesine değil; alacağın 3. Kişiye geçmesine
sebep olur. 1) 3. Kişi, başkasının borcu için rehin vermişse bu malını rehinden kurtarmak için ödemede bulunursa bu miktar kadar alacaklının yerine geçer. 2) Borçlu, ödemeden önce veya en geç ödeme anında alacaklıya, borcu ödeyen 3. Kişinin ona halef olacağını bildirirse, ödeme ile borç sona ermez alacak 3. Kişiye geçer.
İFANIN KONUSU
1) Kural: İfanın konusu borçlanılmış edimdir. Borçlu bu edimi yerine getirmelidir. Alacaklı, başka bir şeyi kabule zorlanamaz.
2) İfa yerine edim: Alacaklıya başka bir şey “ifa yerine” teklif edilir ve alacaklı kabul ederse(radyo yerine kalem), ifa gerçekleşmiş sayılır ve borç sona erer.
3) İfaya yönelik eda: Borçlu, alacaklı kişiye paraya çevirip içinden alacağını alması amacıyla başka bir şeyi teklif eder ve alacaklı kabul ederse; bu şey paraya çevrilir ve alacak içinden alınır. Geri kalan, borçluya iade edilir. Bu mal borcu kapatmazsa kalan borç devam eder.
KISMEN İFA: TBK m. 84e göre borç miktarı belirli ve borç muaccel ise, alacaklı kısmen yapılan ödemeyi reddedebilir. Bunun istisnaları: 1) Sözleşme uyarınca kısmen ifa mümkün denilmişse,
                                                           2) Edimin niteliği gereği kısmen ifa zorunluysa (100000 ton)
                                                            3) Kısmen ifayı ret dürüstlük kuralına aykırıysa; reddedemez.
YABANCI PARA BORCU:
Yabancı ülke parasıyla borçlanmada borçlu, eğer sözleşmede aynen ifa kaydı yoksa; dilerse yabancı ülke parasının o günkü rayici üzerinden Türk parası olarak ödeyebilir.
Yabancı para borcunda vade kaçmışsa: Alacaklı, paranın aynen ifasını(yani yabancı parayla) ya da vade veya ödeme günündeki rayiç üzerinden Türk parasıyla ödenmesini isteyebilir.
PARA BORÇLARINDA FAİZ: ÜÇ ALTIN KURAL: 1) Sözleşme oranı sözleşmede belirlenebilir. Belirlenmemişse anapara için de temerrüt için de yıllık %9 kanuni faiz uygulanır. 2) Anapara faizi, sözleşmede kararlaştırılmışsa kanuni faizin %50 fazlasını aşamaz è yani %13,5. 3) Temerrüt faizi sözleşmede kararlaştırılmışsa kanuni faizin %100 fazlasını aşamaz è yani %18. Peki ya aşarsa ne olacak? Doktrinde 1. görüş faiz hükmü kesin hükümsüz derken 2. Görüş kısmi hükümsüzlükle anaparayı %13,5 temerrütü %18e çekelim der.
BİR KİŞİYE BİRDEN FAZLA BORCUM VAR, ÖDEME YAPSAM HANGİSİNE SAYILIR:
·        Borçlu hangi borç için ödeme yaptığını öderken alacaklıya beyan edebilir.
·        Borçlu beyan etmezse, alacaklının makbuzda gösterdiği borç(makbuza derhal itiraz edebilir)
·        Borçlu beyan etmez, makbuzda da yazılmazsa;
·        1) ödeme muaccel borç için yapılmış sayılır
·        2) birden çok muaccel borç varsa ilk takip edilen için yapılmış sayılır.
·        3) hiç biri takip edilmemişse vadesi önce gelene yapılmış sayılır.
·        Birden çok borcun vadesi aynı gün gelmişse ödeme orantılı olarak paylaştırılır.
·        Hiçbirinin vadesi gelmemişse güvencesi en az olan için ödeme yapılmış sayılır.
İFA YERİ:
1) Borcun konusu para ise alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ödenir. 2) Parça borcu ise ifa yeri sözleşme yapılırken malın bulunduğu yerdir. 3) Diğer borçlarda (çeşit buna dahil) ifa yeri borçlunun yerleşim yeridir. 4) alacaklının yerleşim yerinde ifa edilmesi gereken borcun ifası alacaklının yerleşim yeri değiştirmesi sebebiyle güçleşmiş ise, borçlu borcunu alacaklının eski yerleşim yerinde ifa edebilir.
ERKEN İFA: Borcun ifası vadeye bağlanmışsa, alacaklı borçluyu erken ifa için zorlayamaz. Borçlu isterse ve “sözleşmeden, borcun niteliğinden veya gelenekten aksi çıkmıyorsa” erken ifa yapabilir. Zamanından önce ifa yapan borçlu, sözleşmede – gelenekte aksine hüküm yoksa indirim isteyemez.
ÖDEMEZLİK DEFİ:
Eğer yasada veya sözleşmede, karşı tarafın, edimini daha önce ifa edeceği öngörülmemişse; karşının edimini isteyen tarafın kendi borcunu ifa etmiş veya ifasını önermiş olması gerekir. Bunu yapmadan karşının ödemesini istersen
“ödemezlik defi” ileri sürülebilir.
ÖDEME GÜÇSÜZLÜĞÜ VARSA DİĞER TARAFIN DEFİ VE FESİH HAKKI: Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde taraflardan biri ödeme güçsüzlüğüne düşerse, özellikle iflas ederse veya hakkında yapılan bir haciz sonuçsuz kalırsa; diğer taraf hakkı tehlikeye düştüğü için karşı edimin güvence altına alınmasına kadar kendi edimini ifa etmez. Uygun sürede güvence-teminat verilmezse sözleşmeden dönebilir.
ALACAKLI TEMERRÜDÜ: Yapma veya verme edimi gereği gibi kendine önerilen alacaklı, haklı bir sebep
göstermeksizin onu kabulden veya borclunun borcunu ifa edebilmesi için gerekli hazırlık hareketlerini yapmaktan kaçınırsa temerrüde düşer. Şartlar: 1) Edim, gereği gibi önerilmiş olmalı. 2) Alacaklı, ifa önerisini haklı sebep olmaksızın reddetmiş olmalıdır.
ALACAKLI TEMERRÜDÜNÜN SONUCU:
1) Borcun konusu mal ise, alacaklının temerrüdü halinde, borçlu, hasar ve giderleri alacaklıya ait olmak üzere malı tevdi ederek borcundan kurtulabilir. Tevdi, ifa yerinde olur, hakim tevdi yerini belirler, alacaklıya bildirilir. Borç sona erer. 2) Borcun konusu mal niteliği gereği bozulabilecek ise veya bakım-saklaması büyük gider gerektiriyorsa borçlu alacaklıya ihtar çeker, hakimin izniyle, malı açık artırmada satıp, bedeli tevdi eder. 3) Borcun konusu mal değil bir yapma edimi ise, borçlu alacaklıya uygun süre tanır ve hala alacaklı kabulden kaçınırsa; borçlu sözleşmeden dönebilir.
BORÇLU TEMERRÜDÜ:
İfası mümkün olan bir bocun borçlusu, ifa zamanı gelmesine (muaccel) rağmen borcunu ifa etmezse borçlu temerrüdü olur. Kural olarak bir ihtar ile borçlu temerrüde düşer. Bunun istisnası: kesin vade varsa ihtarsız temerrüde düşer.
BORÇLU TEMERRÜDÜNÜN SONUCU:
Alacaklı her zaman aynen ifa + gecikme tazminatı isteyebilir. Para borcu ise bu aynen ifa + temerrüt faizi olur. Beklenmedik halden de sorumlu olur.
KARŞ. BORÇ YÜK. SÖZ. BORÇLU TEMERRÜDÜ: Yukardakilere ek olarak bu durumda alacaklı, borçluya ek süre verir ve borçlu yine ifa etmezse iki yeni hakka sahip olur. Kesin vade varsa veya borçlunun hareketlerinden ek sürenin faydasız olacağı görülüyorsa veya aynen ifa alacaklı için artık faydasızsa EK SÜRE VERMEDEN bu iki yeni hak doğar. Bu yeni hakları: 1) Sözleşmeden dönme + menfi zarar tazmini; 2) aynen ifadan vazgeçme + müsbet zararın tazmini. Ek süre sonunda derhal hangi hakkın seçildiği bildirilmeli.
KUSURLU İFA İMKANSIZLIĞI: Geçerli olarak yapılan sözleşmede edim borçlunun kusuru ile imkansız hale gelirse, imkansız olan edimin yerine getirilmesi için ifa davası mümkün olmaz. Bunun yerini tazminat borcu alır. Borçlu, ifanın yapılamaması sebebiyle alacaklının zararlarını giderecektir.
Unutmamak gerekir ki bu imkansızlık sözleşme kurulmadan varsa sözleşme kesin hükümsüz olur.
KUSURSUZ İFA İMKANSIZLIĞI:
Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebepler ile imkansızlaşırsa, borç sona erer. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde kusursuz imkansızlık sebebi ile borcundan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi,
sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri vermekle yükümlüdür.
BORCUN GEREĞİ GİBİ İFA EDİLMEMESİ: Borç, gereği gibi ifa edilmezse, borçlu kendine hiçbir kusur yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, bundan doğan zararları gidermekle yükümlüdür. Yani şartlar: 1) Borç gereği gibi ifa edilmemiş, 2) Alacaklı zarara uğramış, 3) Arada illiyet olmalı, 4) borçlu kusursuzluğunu ispatlayamamalı.
SORUMSUZLUK ANTLAŞMASI: Taraflar, bir anlaşma ile, oluşacak zararlardan, borçlunun sorumlu olmayacağını kararlaştırabilirler. İstisnalar: 1) kast ve ağır kusurdan sorumluluğu kaldıran anlaşmalar geçersiz, sadece hafif kusur kaldırılabilir. 2) Uzmanlığı gerektiren edimle ilgili borç varsa sorumsuzluk anlaşması geçersiz.
YARDIMCI KİŞİLERİN FİİLİ ve SORUMSUZLUK ANLAŞMASI: Borçlu, borcunun ifasında yardımcı kişilerden yararlanıyorsa, yardımcı kişilerin verdiği zararlardan borçlu sorumludur. Borçlu ve alacaklı arasında yapılacak bir anlaşma ile yardımcı kişilerin verdiği zararlardan borçlunun kusurlu olmayacağını kararlaştırmak
mümkündür. Kast, ağır-hafif ihmal bile olsa and. Geçerlidir.
            3. KİŞİ YARARINA SÖZLEŞME: 2 kişinin yaptığı bir sözleşmede borcun 3. Kişiye ifa edileceği kararlaştırılmışsa, 3. Kişi yararına sözleşme vardır. Sözleşmeyi yapan kişi, edimin ancak 3. Kişiye ifasını talep edebilir. Kendisine yapılmasını isteyemez. Çünkü sözleşme 3. Kişi yararınadır. Sözleşmede bu 3. Kişiye ifayı talep yetkisi verilirse “tam 3. Kişi yararına” ifayı talep yetkisi verilmezse “eksik 3. Kişi yararına” sözleşme vardır.
3.KİŞİNİN FİİLİNİ ÜSTLENME: 3. Bir kişinin fiilini başkasına karşı üstlenen, bu fiilin gerçekleşmemesinden doğan zararı gidermekle yükümlüdür. Burada bağımsız bir sözleşme vardır.
            İBRA: Alacaklı ile borçlunun, aralarında yaptığı bir sözleşme ile, alacaklının hakkından vazgeçmesi, borçluyu
borcundan kurtarmasıdır. Tam veya kısmi ibra olabilir. Bu sözleşme iki taraflıdır, yani borçlu da alacaklı da sözleşmeye katılmalıdır. Alacaklı tek taraflı olarak ibra yapamaz. Asıl borç şekil şartına bağlansa da ibrada şekil
serbesttir.
            YENİLEME: Mevcut olan bir borcun, yeni bir borç meydana getirilerek sona erdirilmesidir. Eski borç sona erer, yenisi başlar. Şartlar: 1) Mevcut bir borç olacak, 2) Yeni bir borç meydana getirilecek, 3) tarafların yenileme niyeti olmalıdır.
            ALACAKLI VE BORÇLU SIFATININ BİRLEŞMESİ: TBK m. 135’e göre alacaklı ile borçlu sıfatı aynı kişide birleşirse borç sona erer. Örneğin senin imzaladığın senet piyasada dolaştı, en son birisi sana ciro etti. Miras sonucu da böyle bir durum olabilir.
            TAKAS: İki kişi arasında aynı cinsten karşılıklı borçların, kişilerden birinin tek taraflı iradesiyle sona ermesidir. Sonuç olarak takastan itibaren, karşılıklı borçlar daha az olan borç tutarında sona erer. Şartlar: 1) Karşılıklı borçluluk, 2) Borçların aynı cinsten olması, 3) Borçların istenebilir yani muaccel olması, 4) Takas yasaklanmamış olmalı.
            AŞIRI İFA GÜÇLÜĞÜ: Şartlar: 1) Sözleşmenin yapıldığı sırada öngörülmeyen veya öngörülse de beklenmeyen olağanüstü durum olmalıdır. 2) Bu durum borçludan kaynaklanmış olmamalıdır. 3) Borcun ifası aşırı derece güçleşmiş olmalı ve sözleşme artık bu haliyle çekilmez hale gelmelidir. SONUÇ: Borçlu hakimden sözleşmenin uyarlanmasını ister, bu mümkün değilse sözleşmeden dönebilir.
            ZAMANAŞIMI: Zamanaşımı, belirli bir süre içinde alacağını talep etmemiş kişinin, alacağını dava yoluyla (davayı daha geniş yorumla: herhangi hukuk kuralına dayanarak) elde etme olanağını kaybetmesidir. Borç sona ermez, eksik borç olur, muacceliyet ölür ve artık hukuk yoluyla istenemez.
            ZAMANAŞIMI DURMA HALLERİ: 1) velayet devam ediyorsa çocuk ile ana baba arası, 2) vesayet devam ettikçe vesayet altındakinin devletten alacakları, 3) Evlilik süresince eşler arası, 4) Hizmet ilişkisi boyunca ev hizmetlilerinin alacaklıları, 5) Borçlu, alacak üzerinde intifa hakkı sahibi olduğu sürece, 6) alacağın TC mahkemelerinde ileri sürülmesi olanağı bulunmadığı sürece… Durma hallerinde zamanaşımı durur, işlemez, bu hal ortadan kalkarsa kaldığı yerden işlemeye devam eder.
            ZAMANAŞIMI KESİLME HALLERİ: 1) Borçlunun borcu kabulü, faiz veya kısmi ödemesi, rehin-kefil göstermesi, 2) Alacaklının mahkemeye, icraya, hakeme başvurması, 3) mahkemede hakimin her işleminden, icra takibinde yapılan her işlemden sonra. KESİLME HALİNDE ZAMANAŞIMI KESİLİR, TEKRAR SIFIRDAN BAŞLAR, 5 seneyse 5 sene 10sa 10 tekrar baştan.
            MÜTESELSİL BORÇLULUK: müteselsil borçlulukta birden fazla borçlu vardır ve bunların her biri alacaklıya karşı borcun tamamından sorumludur. Bu borcun alacaklısı ise söz konusu edimi yalnız bir defa elde edebilir. Müteselsil borçluluk sözleşme veya yasadan doğar. Alacaklı, alacağının tamamını sadece 1 defa elde etmek şartıyla istediği borçludan veya borçluların tümünden alacağın hepsini talep edebilir. İÇ İLİŞKİDE BUNLAR BORCU PAYLAŞIRLAR, KENDİNE DÜŞENDEN FAZLA ÖDEYEN, BUNU DİĞER MÜTESELSİL ORÇLUYA RÜCU EDİP ONDAN ALACAK.
·        Müteselsil borçluların biri kendi eylemiyle diğerinin durumunu ağırlaştıramaz.
·         Müteselsil borçluların her biri, bireysel veya ortak def’i ileri sürebilir. Ortak def’i her ikisi için de sonuç doğurur ancak bireysel def’i sadece o borçlu için sonuç doğuruyor.
MÜTESELSİL ALACAKLILIK:
Müteselsil alacaklılıkta birden fazla alacaklı vardır ve bunlardan her biri borçludan, borcun tümünün ifasını isteme ve kabul etme hakkına sahiptir. Alacağın hepsini alan müteselsil alacaklı, payını aşan kısım için diğerinin vekili-temsilcisi gibi hareket etmiş sayılır. Yani payını aşan kısmı diğer alacaklıya vermesi gerekir. TEK İMZALI ORTAK HESAP denilen şey müteselsil alacaklılığın tipik örneğidir. Hesap sahiplerinden birinin imzası ile bankadan para çekmek mümkündür.
KOŞULA-ŞARTA BAĞLI BORÇ:
Şarta bağlı borç, bir sözleşmenin hüküm ifade etmesinin veya sona ermesinin, gerçekleşip gerçekleşmeyeceği belli olmayan şüpheli bir olguya bağlanmasıdır. Sözleşmenin hüküm doğurması bir şarta bağlanmışsa buna geciktirici koşul, sözleşmenin sona ermesi şarta bağlanmışsa buna bozucu koşul denir. Geciktirici ve bozucu koşul gerçekleştiği andan itibaren ileriye etkili olarak sözleşmenin hüküm doğurmasını veya ortadan kalkmasına sebep olur.
BAĞLANMA PARASI(KAPARO):
Sözleşmenin yapıldığına kanıt olarak bir para verilir. Sözleşme geçerli olarak kalırsa bu miktar borçtan düşülür. Herhangi bir sebepten geçersiz olursa, bunun sebepsiz zenginleşme kuralları uyarınca geri verilmesi gerekir.
CAYMA PARASI:
Sözleşmenin yapıldığı sırada verilen, sözleşmeden cayabilmek için kararlaştırılan tazminattır. Her iki tarafa da cayma yetkisi tanınmış kabul edilir. Taraflardan biri, diğerine cayma parası verir; eğer cayarsa verdiğini bırakır. Yok diğer taraf cayarsa almış olduğunun 2 katını verir. Sözleşme ifa edilirse; cayma parası geri verilecektir.
CEZA KOŞULU: Ceza koşulu, borcun hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi halinde, borçlunun alacaklıya karşı yerine getirmeyi yüklendiği edimdir. Asıl borç geçersiz olursa ceza koşulu da geçersiz olur, istenemez. SEÇİMLİK CEZA KOŞULU è ya borcu ya ceza koşulunu öde. İFAYA EKLENEN CEZA KOŞULU è sözleşme belirlenen zaman veya yerde ifa edilmezse borç + ceza koşulunun birlikte ödenmesini öngören kayıttır.
CEZA KOŞULU, ALACAKLININ ZARARI OLMASA BİLE ÖDENECEK BİR ŞARTTIR. ANCAK ZARAR, CEZA KOŞULUNDAN YÜKSEKSE BU İSPAT EDİLİP AŞKIN ZARARIN TALEBİ MÜMKÜNDÜR.
AŞIRI CEZA KOŞULUNUN İNDİRİLMESİ: Ceza koşulu hakkaniyetle bağdaşmayacak derecede
yüksek ve zarar ile açık orantısız ise; borçlu, hakimden aşırı olan ceza koşulunun indirilmesini talep edebilir. Hakim, talep olmadığında dahi bir davada gördüğü bir aşırı ceza koşulunu resen indirmekle yükümlüdür.
ALACAĞIN DEVRİ (TEMLİKİ):
Kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklı, borçlunun rızasını aramaksızın alacağını 3. Bir kişiye devredebilir. Devrin geçerliliği yazılı şekil şartına bağlıdır. Alacakla birlikte faizler de devredilmiş sayılır. Sonuçları: 1) Borçluya alacağın devredildiği bildirilmezse, borçlu önceki alacaklıya; borç birden çok kez devredilmiş ise son devralan yerine önceki devralanlardan birine, iyiniyetle alacaklı sanarak ödemeyle borçtan kurtulur. 2) Alacaklının kim olduğu belli değilse, borçlu ifadan kaçınabilir ve hakim tarafından belirlenen bir yere tevdi ile borçtan kurtulur. 3) Borçlu, devredene karşı öne sürebileceği savunmaların hepsini, devralana veya sonraki devralanlara karşı da ileri sürebilir.
            ALACAĞIN DEVRİNDE GARANTİ MESELESİ: Alacak, bir edim karşılığında (yani ivazlı) devredilmişse; devreden, devir sırasında alacağın varlığını ve borçlunun ödeme gücüne sahip olduğunu garanti
etmiş olur. Yani borçlu ödeyemezse veya alacak mevcut değilse sorumlu olacaktır.
            BORCUN ÜSTLENİLMESİ: Bir kişi borcu üstleniyorsa 2 işlem yapması gerekecektir. 1) Bunların ilki, iç üstlenme sözleşmesidir. Borçlu ile üstlenen arasında yapılan bu sözleşme ile üstlenen, borcu ödeyerek veyahut alacaklının rızasıyla borcu üstlenerek borçluyu borcundan kurtarma yükümü altına girmiştir. İç üstlenme sözleşmesi karşılıklı borç doğuruyorsa, borçlu edimini yerine getirmeden, üstlenen kişinin onu borcundan kurtarmasını isteyemez. 2) İkinci yapılacak sözleşme ise, borcun dış üstlenilmesi sözleşmesidir. Burada üstlenmek isteyen veya borçlu, iç üstlenme sözleşmesini alacaklıya bildirir ve bu; dış üstlenme sözleşmesi için öneri-icap
sayılır. Alacaklının açık veya örtülü kabulü ile borçlu borcundan kurtulur.
            BORCUN ÜSTLENİLMESİNDE REHİN-KEFİL MESELESİ: Borcun güvencesi olarak rehin veren üçüncü kişinin ve kefilin sorumlulukları, yalnızca borcun dış üstlenilmesine yazılı rıza gösterirlerse
devam edecektir.
            BORCUN DIŞ ÜSTLENİLMESİ SÖZLEŞMESİ HÜKÜMSÜZ OLURSA: İyi niyetli 3. Kişilerin hakları saklı kalmak üzere, eski borç bütün bağlı borçlarıyla beraber varlığını sürdürür. Buna ek olarak, borcu üstlenen, bu hükümsüzlükte ve alacaklının zarara uğramasında kendine kusur yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe; alacaklı, önceden sağlamış olduğu güvenceyi yitirmesi yüzünden veya başka sebepten ortaya çıkan zararlarının giderilmesini
borcu üstlenenden isteyebilir.
            BORCA KATILMA: Borca katılma, mevcut bir borca katılmak üzere, katılan ile alacaklı arasında yapılan ve katılanın, borçlu ile birlikte borçtan sorumlu olması sonucunu doğuran bir sözleşmedir. Borca katılan borçlu, alacaklıya karşı diğer borçlu ile birlikte müteselsilen sorumlu olur.
            SÖZLEŞMENİN DEVRİ: Sözleşmenin devri, sözleşmeyi devralan ve devreden arasında yapılan ve hüküm doğurması için sözleşmede kalan diğer tarafın onayını gerektiren bir anlaşmadır. Rıza-onay gelir ve sözleşme geçerli olarak kurulursa; sözleşmeden doğan hak ve borçların hepsi devralana geçecektir.