Bağışlama Sözleşmesi
BAĞIŞLAMA SÖZLEŞMESİ
MADDE 285- Bağışlama sözleşmesi, bağışlayanın sağlararası sonuç doğurmak üzere, malvarlığından
bağışlanana karşılıksız olarak bir kazandırma yapmayı üstlendiği sözleşmedir. Henüz edinilmemiş olan bir haktan feragat etmek veya bir mirası reddetmek, bağışlama değildir. Ahlaki bir ödevin yerine getirilmesi de bağışlama sayılmaz.
bağışlanana karşılıksız olarak bir kazandırma yapmayı üstlendiği sözleşmedir. Henüz edinilmemiş olan bir haktan feragat etmek veya bir mirası reddetmek, bağışlama değildir. Ahlaki bir ödevin yerine getirilmesi de bağışlama sayılmaz.
A) Bağışlamanın Öğeleri 1) kazandırıcı işlem, 2) karşılıksız olma ve 3) anlaşma şeklinde sıralanabilir.
1) Kazandırıcı İşlem: Sözleşme ile bağışlayanın malvarlığının aktifinde bir azalma; bağışlananda ise aktifinde
artma veya pasifinde (borcunda) azalma olmalıdır.
artma veya pasifinde (borcunda) azalma olmalıdır.
2) Karşılıksız (İvazsız) Olma: Karşılıksız zenginleştirme amacının bulunması zorunludur. Yakınlarına bakmayı üstlenme, garsona bahşiş, dilenciye para verme; ahlaki bir ödevin yerine getirilmesidir bağışlama sayılmıyor.
NOT: Taraflardan biri yüksek değerdeki bir şey verip karşılığında düşük bir para veya değeri az bir mal almışsa; karşılıksız zenginleştirme amacının bulunması dahilinde bile bu bağışlama değildir. Bu bir karma sözleşmedir.
3) Anlaşma: Taraf iradeleri uyuşmalıdır. Bağışlanan almayı kabul etmelidir. Şekil (biçim) şartı yok, sözleşme sözlü dahi yapılabilir. Ancak mal veya hakkın devri şekle bağlıysa kanuni şekle uygun yapılmalıdır.
B) Bağışlamada Ehliyet: Bağışlama yapacak kişinin tam fiil ehliyetine sahip olması gerekir.
Sınırlı ehliyetsizler (ayırt etme gücüne sahip küçükler veya kısıtlılar) normalde kendilerine borç yükleyen bir sözleşmeyi yasal temsilcilerinin izniyle yapabilirler ya da bu sözleşmeyi onlar adına yasal temsilcileri yapabilir. Ancak TBK 449’da bağışlama yasak bir işlemdir kanuni temsilci izniyle veya onun tarafından da yapılamaz. Bu yasak önemli bağışlamalar için geçerlidir. Ufak bağışlamalar kanuni temsilci tarafından yapılabilir.
Bağışlamayı kabul eden kişinin tam ehliyetli olması zorunlu değildir, ayırt etme gücüne sahip olması yeterlidir (15 yaş üstü). Sınırlı ehliyetsizler, bağışlamayı kabul edebilirler ve bunun için yasal temsilcinin iznine gerek yoktur. Yasal temsilci, sınırlı ehliyetsizin bağışlamayı kabul etmesini yasaklayabilir ya da bağışlanan şeyi geri vermesini emredebilir. Ne var ki, yasal temsilci bu yetkiyi mutlak ve kesin biçimde kullanamaz. (çocuğun
suistimali gibi bir durum olmalı çocuğun korunması için iade edilmesi gerekli)
suistimali gibi bir durum olmalı çocuğun korunması için iade edilmesi gerekli)
C) Bağışlama Sözleşmesinin Çeşitleri
1) Bağışlama Sözü Verme: Bağışlayan, bağışlama konusu değeri bağışlanana verme borcu altına girmektedir. Bu niteliğiyle bağışlama sözü verme, borçlandırıcı işlem niteliği taşır. SÖZLEŞMENİN GEÇERLİLİĞİ YAZILI OLARAK
YAPILMIŞ OLMASINA BAĞLIDIR. motorlu taşıtsa noterde, taşınmaz ise tapuda yapılmalı sözleşme. Şekle aykırı ise geçersizdir. Ancak taşınırlarda yazılı yapılmamışsa ve sonradan mal devredilmişse; bunu artık elden bağışlama
(aşağıdaki) kabul edip geçerli saymak hakkaniyete uygun olan çözüm olacaktır.
YAPILMIŞ OLMASINA BAĞLIDIR. motorlu taşıtsa noterde, taşınmaz ise tapuda yapılmalı sözleşme. Şekle aykırı ise geçersizdir. Ancak taşınırlarda yazılı yapılmamışsa ve sonradan mal devredilmişse; bunu artık elden bağışlama
(aşağıdaki) kabul edip geçerli saymak hakkaniyete uygun olan çözüm olacaktır.
2) Elden Bağışlama: Elden bağışlamada, bağışlama konusu şey sözleşmenin yapıldığı anda bağışlanana
devredilmektedir. Elden bağışlamanın konusu yalnızca taşınırlar ve kişisel haklar oluşturabilir. Taşınmazlar olmaz.
devredilmektedir. Elden bağışlamanın konusu yalnızca taşınırlar ve kişisel haklar oluşturabilir. Taşınmazlar olmaz.
3) Koşullu Bağışlama ve Yüklemeli Bağışlama
Koşula bağlı bağışlamada, sözleşmenin hükümlerini doğurması gelecekte oluşması kuşkulu bir olaya bağlanmaktadır. Örneğin, babanın oğluna üniversiteyi bitirmesi koşuluyla bir otomobil bağışlama sözü vermesi. Kural olarak bağışlama sözü verme, hem geciktirici koşula hem de bozucu koşula bağlı olarak yapılabilir.
Koşul hukuka ya da ahlaka aykırıysa, sadece koşul değil bağışlama sözleşmesi tümüyle geçersizdir. Koşulun gerçekleşmesi imkansızsa; sözleşme geciktirici koşulda tümüyle geçersiz, bozucuda tümüyle geçerlidir.
Yüklemeli bağışlamada, bağışlanana belirli bir davranışta bulunması yükümlülüğü yüklenmektedir. Ancak bu, fer’i bir edim niteliğinde olmaktadır. Aksi halde bağışlamadan söz edilemezdi, nitekim bağışlama karşılıksız bir sözleşmedir. Bu yüzden “yükümleme”, teknik anlamda yükümlülük değildir. Bağışlayanın, yükün yerine getirilmesini isteyebilmesi için, kendisinin öncelikle bağışlanan değeri bağışlanana vermesi gerekir. Yüklemeli bağışlamada, bağışlanan şeyin değeri, yükümün yerine getirilmesi için yapılması gereken giderleri karşılamaz ve fazla giderler bağışlanana ödenmezse, bağışlanan yükümü yerine getirmekten kaçınabilir.
4) Yerine Getirilmesi Bağışlayanın Ölümüne Bağlı Bağışlama: Bu tür bağışlama miras sözleşmesi
biçiminde yapılır ve bağışlamanın yerine getirilmesi bağışlayanın ölümüne ertelenir. Bağışlayan ölünce mirasçısı verir.
biçiminde yapılır ve bağışlamanın yerine getirilmesi bağışlayanın ölümüne ertelenir. Bağışlayan ölünce mirasçısı verir.
5) Bağışlayana Dönme Koşullu Bağışlama: Bağışlananın bağışlayandan önce ölmesi durumunda, bağışlanan
şeyin bağışlayanın malvarlığına döneceği kararlaştırılabilir. Taşınırlara ilişkin dönme koşullu bağışlama, elden bağışlama biçiminde yapılır ve dönme koşulunun kararlaştırılması da biçime bağlı değildir. Taşınmazlar söz konusu
ise tapuda sözleşme yapmak gerekir. Böyle bir durumda dönme koşulu tapuya şerh verilerek 3. kişilere ileri sürülebilecek hale getirilir. Bu zorunludur. Aksi takdirde bağışlanan kişi malı iyiniyetli 3. kişiye devrederse, dönme koşulu o kişiye karşı ileri sürülemez. Dönme koşulunu bozucu bir şart olarak düşünmek gerekir.
şeyin bağışlayanın malvarlığına döneceği kararlaştırılabilir. Taşınırlara ilişkin dönme koşullu bağışlama, elden bağışlama biçiminde yapılır ve dönme koşulunun kararlaştırılması da biçime bağlı değildir. Taşınmazlar söz konusu
ise tapuda sözleşme yapmak gerekir. Böyle bir durumda dönme koşulu tapuya şerh verilerek 3. kişilere ileri sürülebilecek hale getirilir. Bu zorunludur. Aksi takdirde bağışlanan kişi malı iyiniyetli 3. kişiye devrederse, dönme koşulu o kişiye karşı ileri sürülemez. Dönme koşulunu bozucu bir şart olarak düşünmek gerekir.
NOT: Yalnızca ölüme bağlı dönme koşulu şerh verilebilir. 3. başlıktaki koşul – yükleme tapuda şerh verilemez.
D) Bağışlamanın Hükümleri
1) Bağışlayanın Borçları: Bağışlamanın konusu paraysa bağışlayan parayı ödeme borcu, taşınırsa bunu teslim borcu, taşınmazsa tapuda devretme ve bağışlanan adına tescilini isteme borcu altındadır. Bağışlayanın borcunu yerine getirmemesi durumunda, bağışlanan mahkemede bir ifa davasıyla borcun yerine getirilmesini isteyebilir.
Ani edimli bağışlama sözleşmesinde bağışlayan ölürse mirasçılar sorumlu, ancak sürekli edimli bir bağışlama varsa bağışlayanın ölmesi halinde AKSİ KARARLAŞTIRILMAMIŞSA sözleşme sona erer.
2) Bağışlayanın Sorumluluğu
a) Ödememeden Doğan Sorumluluk
Bağışlamanın konusu paraysa faiz, bağışlananın mahkemeye ya da icraya başvurması tarihinden itibaren işlemeye başlar. (Öteki sözleşmelerde faiz, gecikme tarihinden başlanarak hesaplanır.) Bağışlanan şeyin gereği gibi teslim edilmemesinden dolayı bağışlanan bir zarara uğramışsa, öteki sözleşmelerden farklı olarak bağışlayan, bu zararın doğmasına ağır kusuruyla yol açmadığı sürece sorumlu olmaz.
b) Zapt ve Ayıptan Doğan Sorumluluk (Tekeffül Borcu)
BAĞIŞLAYAN ÖZEL OLARAK GÜVENCE VERMEDİYSE ZAPTTAN SORUMLU DEĞİLDİR.
3) Bağışlamanın Geri Alınması
Bağışlamayı geri alma hakkı, kişiye sıkı biçimde bağlı haklardandır. Dolayısıyla başkasına devredilmesi ve İSTİSNALAR DIŞINDA mirasçılara geçmesi mümkün değildir.
a) Yerine Getirilmiş Bağışlama Sözü Verme ve Elden Bağışlamayı Geri Alma Nedenleri
TBK m. 295- Bağışlayan, aşağıdaki durumlardan biri gerçekleşmişse, elden bağışlamayı veya yerine getirdiği bağışlama sözünü geri alabilir ve bağışlananın istem tarihindeki zenginleşmesi ölçüsünde, bağışlama konusunun geri verilmesini isteyebilir:
1. Bağışlanan, bağışlayana veya yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemişse.
2. Bağışlanan, bağışlayana veya onun ailesinden bir kimseye karşı kanundan doğan
yükümlülüklerine önemli ölçüde aykırı davranmışsa. 3. Bağışlanan, yüklemeli bağışlamada haklı bir sebep olmaksızın yüklemeyi yerine
getirmemişse. 1 YIL İÇİNDE GERİ ALINMALI
|
Elde bir şey kalmamış yani bağışlanan şey tüketilmiş ya da yok olmuşsa, geri istenebilecek bir değer
yoktur.
yoktur.
b) Yerine Getirilmemiş Bağışlama Sözü Vermenin Geri Alınma Nedenleri
TBK m. 296- Bağışlama sözü veren, şu hallerde sözünü geri alabilir ve onu ifadan kaçınabilir:
1. Elden bağışlanılan bir malın geri verilmesini isteyebileceği sebeplerden biri
varsa. 2. Mali durumu, sonradan sözün yerine getirilmesini kendisi için çok ağır kılacak ölçüde
değişmişse. 3. Bağışlama sözü verdikten sonra, kendisi için yeni aile yükümlülükleri doğmuş veya bu
yükümlülükleri önemli ölçüde ağırlaşmışsa. Bağışlama sözü verenin borcunu ödeme güçsüzlüğü belirlenir veya iflasına karar verilirse, ifa
yükümlülüğü ortadan kalkar. (BU CÜMLE ALTTAKİ BAŞLIK İÇİN GEÇERLİ) 1 YIL İÇİNDE GERİ ALINMALI
|
4) Bağışlama Sözü Vermenin Düşmesi: Bağışlayanın borç ödemede güçsüzlüğü belirlenir ya da iflasına karar
verilirse, ifa yükümlülüğü ortadan kalkar. Bu durumlarda bağışlama sözü verme kendiliğinden hükümden düşer.
verilirse, ifa yükümlülüğü ortadan kalkar. Bu durumlarda bağışlama sözü verme kendiliğinden hükümden düşer.
5) Mirasçıların Geri Alma Hakkı
Bağışlamayı geri alma hakkı kişiye sıkı biçimde bağlı bir hak olduğundan kural olarak mirasçılara
geçmez. Fakat bu kuralın iki istisnası vardır:
geçmez. Fakat bu kuralın iki istisnası vardır:
1) m. 295 veya mGeri alma nedeni ortaya çıkar, bağışlayan bunu öğrenir ancak geri alma hakkını daha kullanamadan 1 yıl içinde ölürse (geri almadan feragat etmemişse); aynı 1 yıl içinde mirasçılar geri alma hakkını kullanabilir.
2) Bağışlanan, kasten ve hukuka aykırı olarak bağışlayanı öldürür ya da geri alma hakkını kullanmaktan alıkoyarsa, mirasçılar bağışlamayı geri alabilir.